Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
17 Eylül 2018
Cumhuriyet Gazetesi'ni Sevmek:
Kadını eşya gibi gören, mülkiyet duygusunu aşk diye yutturan, erkek egemen
feodal bir kültürün buram buram cinayet kokan bir yaklaşmıdır bu "Ya Benimsin Ya Da Kara Toprağın" ifadesi.
Son yıllarda hızla artan kadına yönelik cinayet olaylarına bakarsanaz, ya
ayrılmak isteyen bir eş veya sevgili ya da erkeğin barışmak isteğini
reddeden bir kadın görürsünüz!
Ayrılmak isteyen eşini veya sevgilisini öldüren erkek, genellikle onu çok
sevdiğini ve ayrılığa dayanamadığını belirtir.
Pek azı da en ilkel duygularını dışa vurarak, onurunun kırıldığını,
terkedilmeyi hazmedemediğini dile getirir.
Elbette bu olayların temelinde din/tarım toplumlarından günümüze kadar
gelen, erkek bencilliği, erkek egemenliği ve erkek zulmü yatar.
Olayların çoğunda, cinayeti işleyen erkeğin daha önce, öldürdüğü kadına
şiddet uyguladığına ilişkin bulgular da vardır.
* * *
Cumhuriyet gazetesi etrafında koparılan fırtanaya baktığımda da, benzer
ilkelliği andıran bir eğilim görüyor ve çok üzülüyorum.
Sadece son vakıf yönetiminin değişmesinden söz ettiğim sanılmasın:
Ondan bir önceki vakıf yönetimi değiştiğinde de, yani şimdi gidenler o
zaman geldiğinde de aynı eğilimi gözlemlemiştim:
Bazı okurlarım, benim o zamanlar yeni seçilmiş olan Vakfın yönetimindeki
Cumhuriyet'te yazılarıma devam etmemi, "ihanet" sözcüğüyle bile niteleyecek
derecede saldırgan bir biçimde eleştirmişlerdi.
Oysa benim için Cumhuriyet Gazetesi, yazılarıma müdahale edilmediği sürece
terk edilmeecek derecede önemli bir marka, önemli bir basın organıydı.
Şimdi eski gidenler gelip onların yerine gelmiş olanlar gidince, bu kez ilk
değişme olayında beni eletirenlerin tam karşıtları saldırmaya başladılar:
Yine aynı eleştiri:
Bu yeni Vakfın yönetiminde yazmaya nasıl devam eder mişim?
* * *
İşte bu yaklaşım, sevgili okurlar açısından "Ya benim olursun ya da
kara toprağın" deyişindeki ilkel yaklaşımının Cumhuriyet Gazetesi'ne
yönelik olan aşk bakımından uygulanmaya konmasından başka bir şey
değil!
"Madem ki, yönetim, kendi istediği gibi değil, o halde şu ya da bu
yazar orada yazmamalı"
anlayışı, tekelci ve zalim bir anlayış!
Oysa, Cumhuriyet Gazetesi, her Demokrat yazarın yazmak isteyeceği ve
yazmaktan onur duyacağı bir gazete niteliği taşır.
Gerek yöneticiler gerekse yazarlar açısından, "Gazeteyi ele geçirmek"
mücadelesi de Cumhuriyet'in bu Cumhuriyetçi ve Demokrat özelliğinden,
tarihsel öneminden ve değerinden kaynaklanır.
Bu nedenle de gerek yönetcilerdeki, gerekse yazarlardaki, "Madem benim değil, o halde ölsün" anlayışıyla,
geçmişte yönetim ve yazarlar değiştiğinde de, bugünkü değişiklikte de,
yönetcilere ve yazarlara yapılan saldırı ve eleştirileri yanlış buluyorum.
* * *
Cumhuriyet Gazetesi'nin Atatürkçülük çizgisi ve, Demokratik Cumhuriyet
ekseni:
1) Bilim, akıl ve çağdaşlık olarak, kimsenin tekelinde değildir;
bilime, akla, çağdaşlığa inanan bütün Demokratlara açıktır...
2) Giden gelen, gidecek ve gelecek olan pek çok yönetici ve yazar
Gazetenin bu fikri yelpazesi içinde kendisine yakışan bir yer
bulabilir.
* * *
Bu yargımı, ayrılarak hem giden ve hem de gelen yöneticilere ve yazarlara
ilişkin olarak atılan iftiralara karşı bir gözlem ile pekiştirmek
istiyorum:
Ne gidenler PKK'cı ve/veya FETÖ'cüdürler...
Ne de gelenler Faşist ve/veya AKP'lidirler!
Gelenlere de gidenlere de yapılan saldırılar ve atılan iftiralar,
bence, Cumhuriyet Gazetesi'ne aşık olanların, ona sahip olamadıkları
için, onu kara toprağa gömmek isteği gibi yanlış bir dürtünün
belirtileridir.
* * *
Cumhuriyet okurları, bilgilidir, çağdaştır, uygardır, müsamahalıdır;
umut ediyorum ki AKP'nin bütün ülkeyi bölen, düşmanlaştıran,
ötekileştiren, birbirine yabancılaştıran politikalarından
etkilenmeyecektir...
Dün de, bugün de, yarın da, sevdiği gazete, tam istediği biçimde değil
de, biraz farklı oldu diye, onu öldürmeye çalışmanın yanlışlığını
görecektir!
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 8 Temmuz 2024