Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
17 Aralık 2018
Anayasa Madde 34 ve Anayasa Mahkemesi Kararı.
Bugünlerde birden bire iktidar çevrelerinden, barışçıl gösteri yapma
hakkına ilişkin bir tehdit ve saldırı dalgası başlatıldı.
Oysa Anayasa'nın 34'üncü maddesi bu hakkı güvence altına alıyor.
Anayasa'nın XI'inci bölümü "Toplantı hak ve hürriyetleri" başlığı altında A
ve B olmak üzere iki kısımdan oluşuyor.
A kısmı Madde 33 ile "Dernek kurma hürriyetini" düzenliyor.
B kısmı Madde 34 ile, iktidarın saldırdığı "Toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkı"nı güvence altına alıyor:
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE 34
(Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.)
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni,
suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla
sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. "
* * *
Bu konuda, barışçıl bir gösteri dolayısıyla ceza alan Osman Erbil
hakkında, Anayasa Mahkemesinin Madde 34'e göre verdiği ve üstelik
Anayasa'nın 25. ve 26. maddelerinde düzenlenen ifade özgürlüğüne de
atıf yaptığı iptal kararı Mahkeme'nin sitesinde söyle anlatılıyor:
"Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 25/3/2015 tarihinde Osman Erbil (B. No:
2013/2394) başvurusunda oybirliğiyle, başvurucunun katıldığı barışçıl bir
gösteri nedeniyle hakkında mahkumiyete ve hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilmesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.
Olaylar
Başvurucu, İşçi Partisi ve Aydınlık Gazetesinin bazı yöneticilerinin
gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla yirmi dört kişilik bir grupla
birlikte 24/8/2011 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD)
Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yapmak istemiştir.
Polis, gruba yasadışı bir gösteri yapıldığı ve dağılmaları gerektiği, aksi
takdirde haklarında yasal işlem uygulanacağı yönünde ikazda bulunmuştur.
Buna karşı gruptan bazı kişiler "Biz istediğimiz yerde eylem yaparız. Kanun
bize önceden izin almadan istediğimiz yerde eylem yapabilme hakkı veriyor,
bu yüzden burada eylememize devam edeceğiz" şeklinde cevap vermiş ve
gruptakiler kendi isteğiyle oradan ayrılmamışlardır.
Polisin müdahalesi sonrasında başvurucunun da aralarında olduğu yirmi üç
kişi gözaltına alınmış ve başvurucu ertesi gün Cumhuriyet savcılığınca
serbest bırakılmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 22/9/2011 tarihli iddianamesiyle
başvurucu ve diğer kişiler hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanunu kapsamında kamu davası açılmıştır.
Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi 11/1/2012 tarihli kararla, başvurucu
hakkında 2911 sayılı Kanun'un 32. maddesinin birinci fıkrası uyarınca beş
ay hapis cezasına hükmetmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
karar vermiştir.
İddialar
Başvurucu Aydınlık Gazetesi ve üyesi olduğu İşçi Partisinin yöneticilerinin
gözaltına alınmasını protesto etmek için ABD Büyükelçiliği önünde basın
açıklaması yapacakları sırada polisin müdahale ederek grubu dağıttığını ve
gözaltına aldığını, hakkında açılan kamu davası sonunda hapis cezası
aldığını ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini,
grubun barışçıl amaçlarla bir araya geldiğini, polise karşı saldırı
olmadığını belirterek bu şekilde barışçıl bir toplantı yapmalarının
engellendiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin değerlendirmesi
Anayasa Mahkemesine göre, Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bireylerin ortak fikirlerini birlikte
savunmak ve başkalarına duyurmak için bir araya gelebilme imkânını korumayı
amaçlamaktadır.
Dolayısıyla bu hak, Anayasa'nın 25. ve 26. maddelerinde düzenlenen
ifade özgürlüğünün özel bir biçimidir. İfade özgürlüğünün demokratik ve
çoğulcu bir toplumdaki önemi, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkı için de geçerlidir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı çoğulcu demokrasilerin
gelişmesinde elzem olan farklı düşüncelerin ortaya çıkması, korunması
ve yayılmasını güvence altına almaktadır.
Öte yandan, çoğulculuk, hoşgörü ve başkalarının düşünce ve inançlarına
saygı duymak demokratik toplumun vazgeçilmez özelliklerindendir.
Çoğulcu demokrasilerde, çoğunluğun fikrinin her durumda üstün olduğu ileri
sürülemeyeceği gibi azınlık veya muhalif fikirlerin korunması ve bunların
ifade edilmesinin güvence altına alınması demokratik ilkelere saygının bir
göstergesidir.
Azınlıkta kalan fikirlerin, çoğunluğun nazarında kışkırtıcı veya rahatsız
edici olması durumunda dahi korunarak güvence altına alınması çoğulculuğun,
açık fikirliliğin, hoşgörünün ve demokratik toplumun gereğidir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ve ifade özgürlüğü, demokratik
toplumunun en temel değerleri arasındadır. Demokrasinin özünde açık bir
tartışma ortamıyla sorunları çözebilme gücü yer almaktadır.
Şiddete teşvik dışında toplantı ve ifade özgürlüğünün ortadan
kaldırılmasına yönelik önleyici nitelikli radikal tedbirler, yetkililerin
eylemlerde kullanılan ifadeler ve bakış açılarını kabul edilemez olarak
değerlendirdiği ya da eylemlerin yasadışı olduğu durumlarda dahi,
demokrasiye zarar verir. Hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir
toplumda, mevcut düzene itiraz eden ve barışçıl yöntemlerle
gerçekleştirilmesi savunulan siyasi fikirlerin, toplantı özgürlüğü ve diğer
yasal araçlarla kendisini ifade edebilmesi imkânı sunulmalıdır.
Anayasa'nın 34. maddesi fikirlerin silahsız ve saldırısız, başka bir
ifade ile barışçıl bir şekilde ortaya konulabilmesi için toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına almıştır.
Kolektif bir şekilde kullanılan bu hak, düşüncelerini ifade etmek isteyen
kişilere şiddeti dışlayan yöntemlerle düşünceleri açıklama imkânı
vermektedir. Şiddet kullanma niyetinde olan kişilerin katıldığı veya
düzenlediği gösteriler barışçıl toplanma kavramı dışında kalmaktadır.
Bu kapsamda toplanma hakkının amacı şiddete karışmayan ve fikirlerini
barışçıl bir şekilde ortaya koyan bireylerin haklarının korunmasıdır.
Bunun dışında toplantının veya gösteri yürüyüşünün hangi amaçla
yapıldığının bir önemi yoktur.
Anayasa'nın 34. maddesinde herkesin "önceden izin almaksızın" barışçıl
toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı güvence altına alınmıştır. Bu
çerçevede 2911 sayılı Kanun'unda toplantı ve gösteri yürüyüşleri için
bildirim usulü kabul edilmiştir. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin izin
veya bildirim usulüne bağlanması, her türlü toplantı, yürüyüş veya diğer
gösterilerin düzgün bir şekilde yapılmasını güvence altına almak için
yetkililere makul ve uygun tedbir alma imkânı sağlamak amacına yöneldiği
sürece, kural olarak hakkın özüne dokunmaz.
Başvuru konusu olayda başvurucunun içinde bulunduğu grup, 2911 sayılı
Kanun'un 10. maddesi gereğince kırk sekiz saat önceden bildirimde
bulunmadan ve aynı Kanun'un 22. maddesine aykırı olarak Türkiye Büyük
Millet Meclisine (TBMM) bir kilometre mesafedeki alan içinde bulunan ABD
Büyükelçiliğinin önünde toplanmıştır.
TBMM'nin çalışma düzeninin ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik makul
sayılabilecek bu tür bir güvenlik bölgesi uygulamasının, her somut olay
açısından bu amacı gerçekleştirmek için ölçülü olup olmadığının
değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda şekli bir yaklaşımla, sadece
yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle gösteri veya toplantıya müdahale edilmesi
tek başına haklı görülemez. Müdahale gerekçeleri olayın somut koşulları
çerçevesinde "ilgili ve yeterli" olmalıdır.
Barışçıl bir gösteri nedeniyle cezai yaptırım tehdidi altında
bulunmanın kural olarak meşru amaçları gerçekleştirmek için gerekli
önlemler ile barışçıl toplanma hakkı arasındaki dengeyi sağladığı
söylenemez.
Başvurucunun katıldığı basın açıklamasının kanuna aykırı olduğu
gerekçesiyle sonlandırılması ve bu eylem nedeniyle hapis cezasına
mahkûm edilmesi şeklindeki müdahale, hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilmiş olsa dahi, Anayasa'nın 34. maddesi
kapsamında "demokratik bir toplumda gerekli" ve "ölçülü" değildir. Bu
nedenle, Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ihlal edilmiştir."
* * *
İktidara yanıt vermek isteyenler, Anayasa Mahkemesinin bu kararından alıntı
yapabilirler!
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 7 Ekim 2024