Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

11 Haziran 2018

Muharrem İnce'nin Estirdiği, Hapishanelerde Bile Duvarlı Delip Geçen, Umutları Yeşerten Değişim Rüzgarları ve Sevinç İnönü'nün Mektubu!

 

Bu haftaki "Güncel"de birbirinden bağımsız gibi görünen ama aslında ikisi de Cumhurbaşkanlığı Seçimi ile ilgili farklı iki konu var.

Önce birinci konu:İnce'nin Berberoğlu'nu hapiste ziyareti.

* * *

Cumhurbaşkanlığı kampanyasını bir fırtına gibi götüren Muharrem İnce, çok yoğun miting ve televizyon programları arasında, CHP'nin hapisteki milletvekili Enis Berberoğlu'nu da ziyaret etti.

Cumhuriyet Gazetesi'nde "Muharrem İnce: Enis Berberoğlu tutuklu değil rehinedir." başlığıyla yayınlanan haber şöyleydi:

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Cumurbaşkanı Adayı Muharem İnce, tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu'nu ziyaret etti. Çıkışta gazetecilere açıklama yapana İnce, "Enis Berberoğlu tutuklu değil rehinedir" dedi.

CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Milletvekili Enis Berberoğlu'nu Maltepe Cezaevi'nde ziyaret etti. Çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulunan İnce, "Enis Berberoğlu tutuklu değil rehinedir.

Talimat almaktan hoşlanan bir yargı düzeni var.

Emir komuta zinciri içerisinde çalışan bir yargı düzeni var.

Onun için arkadaşımız tutuklu değil rehinedir. Aynı sözleri söyledi Enis Berberoğlu ile Tuğrul Türkeş. Birisi şu anda milletvekili adayı serbest geziyor. Biri yine milletvekili adayı ama tutuklu. İnşallah sayılı günler kaldı yargı doğru kararları verecektir" diye konuştu.

Enis Berberoğlu'nun değişim rüzgarlarını cezaevinde hissettiğini söyleyen İnce, "1977 seçimlerinde rahmetli Ecevit'in estirdiği bir rüzgar vardı. Sayın Berberoğlu 77'deki rüzgarın benzerinin cezaevinin içine kadar girdiğini, duvarlı delip geçtiğini kendisini söyledi.

Bunu hissettiğini, değişim rüzgarını, umutların yeşermesini hapishanenin içinde hissettiğini kendisi söyledi" ifadelerini kullandı.

Muharrem İnce ziyareti sırasında ceza infaz koruma memurlarının da sorunlarını dinlediğini belirtti.

* * *

Öyle anlaşılıyor ki, hapishaneleri dolduran ve daha bir çoğu hakkında iddianame bile yazılmamış olan tutuklu ve mahkumlar da, Muharrem İnce'nin kampanyasını büyük bir umutlu izliyor.

Elbette bu umut, İnce'nin bağımsız bir adalet mekanizması kuracağını belitmesinden kaynaklanıyor...

Çünkü şu anda Türkiye'nin en büyük sorunlarından birinin adalet yokluğu olduğu biliniyor.

* * *

Şimdi gelelim ikinci konuya:

AKP Genel Başkanı olmayı, bütün ülkeyi kucaklayan tarafsız Cumhurbaşkanı olmaya tercih eden Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını, devletin bütün olanaklarını kullanarak yürütüyor ve bu arada gerek televizyon konuşmalarında gerek mitinglerinde çok önemli yanlışlar yapıyor.

Bunlardan birini de CNN-Türk'teki propaganda programında Erdal İnönü'yü FETÖ'cülükle suçlayarak yaptı.

Bu suçlama karşısında Sevgili Sevinç İnönü dayanamayarak bir açıklama yaptı.

Dünkü gazete makalemde sözünü ettiğim ve giriş bölümünü alıntıladığım açıklamanın tam metnini tarihe tanıklık etmek için burada yayınlıyorum.

* * *

SEVİNÇ İNÖNÜ'DEN ZORUNLU AÇIKLAMA:

RECEP TAYYİP ERDOĞAN RAHMETLİ EŞİM ERDAL İNÖNÜ'YÜ 24 HAZİRAN KORKUSU İLE KENDİ SİYASETİNE ALET ETMESİN

Recep Tayyip Erdoğan 7 Haziran gecesi katıldığı televizyon programında FETÖ'yü kast ederek rahmetli eşim Erdal İnönü için; "İnönü bunların en yakın arkadaşıydı. Erdal İnönü'nün bunların okullarını ziyaret ettiğini iyi bilirim. Onların davetlerine katıldıklarını iyi bilirim. Gelsinler konuşalım." şeklinde hiçbir doğruluğu olmayan bir beyanda bulunmuştur.

Recep Tayyip Erdoğan'ın rahmetli eşim Erdal İnönü'yü kendi siyasetine alet ederek doğru olmayan bir beyanda bulunması sadece 24 Haziran korkusu ile açıklanabilir.

Hayatta olmayan bir kişiyi suçlayıp bir de üstüne "Gelsinler konuşalım." demenin başka ne anlamı olabilir?

Laik demokratik cumhuriyete yürekten inanmış bir bilim adamı ve siyasetçi olan eşim Erdal İnönü, yaşamını bu değerleri savunarak geçirmiş, 12 Eylül darbecilerinin engelleri ile mücadele etmiştir.

Eşim hiçbir zaman laik demokratik cumhuriyet ve Atatürk Devrimleri düşmanları ile bırakın "yakın arkadaş"lığı, hiçbir şekilde ilişki içinde olmamış, bunların okullarını ziyaret etmemiş davetlerine katılmamıştır. Bu iddiayı şiddetle red ediyorum.

İddia sahibi hakkında yasal yollara başvurma hakkımı saklı tutuyorum.

Hayatta olmayan bir kişi hakkında böyle gelişi güzel dayanaksız ve gerçek olmayan bir iddianın dindarlığı kimseye bırakmayan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya atılmış olmasını da kamuoyunun değerlendirmesine saygılarımla sunuyorum.

8.6.2018

SEVİNÇ İNÖNÜ

* * *

Dünkü makalemde de belirttiğim gibi, Sevinç İnönü bu açıklamasını "korku" duygusu üzerine dayandırmıştı.

Kendisiyle telefonda konuşurken, Erdal Bey'in bir özlü sözünü daha anımsattı: "Hayatta en yanıltıcı yol gösterici korkudur!"

Ben bu tanımın, insanların "medeni cesaretlerini" belirten bir görüş olduğu kanısındayım.

Dün de belirttiğim gibi, biz hem ailecek, Sevinç ve Erdal İnönü'nün çok yakın aile dostlarıydık, hem de ben Erdal Bey'in Başbakan Yardımcılığı sırasında, Kültür Bakanlığı Müsteşarı olarak kendisiyle çok yakın olarak çalıştım:

Erdoğan'ın bu iddiası, "Köprüyü Komünistler satmak istedi, Özel sattırmadı" sözleri kadar, tümüyle gerçeklere aykırıdır; çok ayıp ettiği kanısındayım.

Erdoğan son zamanlarda, tarihsel ve güncel gerçeklere ilişkin çok vahim yanlışlaryapıyor.

Bu da onlardan biriydi herhalde.

Elbette Muharrem İnce de derhal topa girdi ve Sakarya mitinginde şöyle dedi:

"Rahmetli Erdal İnönü FETÖ'cüymüş. Gelsinler konuşalım diyor. O gelemez ama istersen sen gidebilirsin yanına. 'İsterlerse gelsinler konuşalım' dedin ya. Ben İnönü adına seninle konuşmaya varım.

İnönü ailesi beni aradı, 'Sayın Erdoğan Erdal İnönü'yü çağırıyor. Kendisi gidemez ama onun adına sen gidebilirsin' dediler. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum yüreğin, bilgin yetiyorsa gel istediğin platformda karşıma çık."

* * *

Türkiye'nin yazgısının yeniden biçimleneceği 24 Haziran/8 Temmuz seçimlerine doğru işler iyice kızışıyor, olaylar ve söylemler ilginçleşiyor.

Bu nedenle burada bu iki olayı birlikte tarihe mal etmek istedim.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024

Valid HTML 4.01 Transitional