Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
3 Temmuz 2017
Kuşadası Cem Evi'nde Madımak'ı Anmak
Dün Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı'nın desteğiyle, Kuşadası Cem
Evi'nde Madımak katliamını andık.
Kuşadası Belediyesi, Eğitim-Sen Kuşadası Şubesi, Hacı Bektaş Veli Anadolu
Kültür Vakfı Kuşadası Şubesi ve Alevi Kültür Derneği Kuşadası Şubesi
tarafından düzenlenen anma etkinlikleri saat 14.00'da Kuşadası Cemevi'nde
düzenlenen 'Madımak' konulu panelle başladı.
Yazar Lütfiye Aydın'ın, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi'nin ve
benim konuşmacı olarak katıldığımız paneli Eğitim-Sen Kuşadası Şube Başkanı
Erdal Kılınç yönetti.
Ben yaptığım konuşmada, Türkiye Cumhuriyet'nin üç dönemini anlattım:
1) Kuruluş Dönemi 1919-1946
2) Soğuk Savaş Dönemi 1946-1990
3) Küresel Dönem 1991- Günümüz
Soğuk Savaş Dönemi ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin tarafsız ve
bağımsız kimliğini yitirdiğini, Soğuk Savaş'ta Batı'nın "İleri Karakolu"
kimliği ile ABD'nin Dinci/Milliyetçi iedolojik bombardımanına tutulduğunu
anlattım:
Sovyetler Birliği çöktükten sonraki Üçüncü Dönemin ideolojik modelini Huntington'un Uygarlıklar Çatışması
modeli ile çizdiğini vurguladıktan sonra, Türkiye'nin Huntington tarafından
Batı'dan koparılıp, İslam Alemi'ne geri yollanmak istendiğini, bu nedenle
Siyasal İslam'ın desteklendiğini anlattım.
Huntington'un faşistçe bir yaklaşımla, ABD, Kanada, Avustralya ve
Batı/Kuzey Avrupa dışındaki ülke ve uygarlıkların Batı'ya
benzeyemeyeceklerini ve onu taklit bile edemeyeceklerini iddia ettiğini
açıkladım.
Bu çerçevede, İslam Alemi'ne arsızca "İnsan Hakları, kadın hakları, laiklik
emperyalist değerlerdir, siz kendi değerlerinize sahip çıkın" diyerek,
onları azgelişmişlik kapanına mahkûm etmek istediğini belirttim.
Madımak katliamının, Türkiye'yi dinci/milliyetçi ideolojilerle, anti
Komünizm çerçevesinde manipüle eden "Soğuk Savaş" dönemi kapandıktan sonra
başlayan yeni "Küresel Dönemde" de, Siyasal İslam'la yönlendirmek
çabalarının yeni bir ivme ile sürdürülmesini simgelediğini anlattım.
Böylece Madımak olayını, yerel, münferit bir olay olarak değil,
uluslararası desteği olan, tarihsel, ideolojik bir dinci/mezhepçi
yönlendirme sürekliliğinin, Siyasal İslam çizgisinde devamı olarak
değerlendirdim.
* * *
Türkiye'nin bugün AKP iktidarı tarafından içine sürüklendiği
siyasal/ideolojik krizin Neoemperyalizm ve Neoliberalizm ile Siyasal
İslam arasındaki ilişkiler iyice irdelenmeden çözülebileceği kanısında
değilim.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 28 Nisan 2025