Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Ankara Gar katliamından sonra AKP iktidarı, Türkiye'nin bütün terör örgütlerinin saldırı hedefinde olduğunu belirterek bir "Kokteyl terör" kavramı icat etmişti:

Bu kavrama göre, birbirine rakip olan PKK, IŞİD, DKP-C gibi terör örgütleri, konu Türkiye olunca birbirleriyle ittifak ediyorlar ve hep birlikte Türkiye aleyhine ortak terör eylemi gerçekleştiriyorlardı.

Üstelik bunların hepsi "Üst akıl" denilen bir merkez tarafından koordine ediliyordu

"Üst aklı" ne olduğu açıkça söylenmeyen ama Amerika Birleşik Devletleri, AB, İsrail, Yahudiler, yabancı finans kuruluşları gibi devlet ve kuruluşların ortaklaşa oluşturduklarının ima edildiği bir güçtü.

* * *

İlk kez Başbakan Davutoğlu tarafından, 7 Haziran seçimlerinden sonra tırmandırılan terör eylemlerinin doruk noktasını oluşturan 10 Ekim 2015 Ankara Gar saldırısı için kullanılan bu kavram iktidarın çok hoşuna gitti ve o günden bu yana sürekli olarak hem IŞİD (DEAŞ) terör eylemlerini kamufle etmek hem öteki örgütleri suçlamak, hem de PKK teröründen FETÖ'yü de sorumlu tutmak için kullanılır oldu.

"Üst akıl" kavramı da, terörün dış güçler tarafından yönetildiğini vurgulayarak, 15 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP iktidarını sorumluluktan arındırıyordu.

* * *

Terörün tırmanış süreci içinde Türkiye'ye özgü "Cumhurbaşkanlığı Rejimi" denilen ve demokrasiyle uzak yakın ilişkisi olmayan bir rejim değişikliğini gerçekleştirmek isteyen AKP, bütün istihbarat gücünü muhalifleri izlemek ve hapse atmak için kullanırken, Suriye savaşının ülkemize sıçrayan ateşi biçimindeki DEAŞ terörü karşısında da, "Barış süreci" dediği sürede güçlendirdiği PKK terörü karşısında da yetersiz kaldı.

Son Reina katliamı bu yetersizliğin somut bir sonucudur!