Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
28 Ağustos 2017
Alaçatı'da Bilgin Gökberk ve Haluk Hepkon İşbirliği ile Yaratılan
Kırmızı Kedi Kitabevi.
Geçen Cumartesi Alaçatı Kırmızı Kedi Kitabevi'nde imza günüm, daha doğrusu
imza gecem vardı.
Kırmızı Kedi çalışanlarından Erdost kardeşimle birlikte,
Kuşadası'ndan saat 17 dolaylarında çıktık ve saat 20:00'daki imza saatinden
on-onbeş dakika önce kitabevine vardık.
Alaçatı'da, otomobili park ettiğimiz yerle Kitabevi arası uzunca bir yoldu.
Merkezden de geçerek, onbeş dakikalık bir yürüyüşle kitabevine
geldiğimizde, kalabalıktan şaşkına dönmüştüm.
Bütün Ege kasabaları gibi sempatik bir yapıya sahip olan Alaçatı, en
azından şimdilik betona kurban edilmemiş gibi görünüyor, doğrusu
sevindim...
Deniz ve kum yok ama biraz uzakta rüzgar sörfü var.
Alaçatı'nın merkezi, Bodrum sokakları kadar dolu; park yerinden kitabevine
doğru yürürken kalabalıktan bunaldık.
Bütün çevre, hediyelik eşya tezgahları, dükkanları, kafeler ve lokantalarla
dolu. İnsanlar, yiyor, içiyor, alış veriş yapıyor ve geziniyorlar. Bu
kalabalık arasında, hızlı bir biçimde yürümek bile olanaklı değil.
Sanıyorum, Alaçatı tam bir medyatik iletişim başarısı:
Rüzgar sörfü gibi çok özel bir spor dalı olanağı sağlayan rüzgarı dışında,
gözle görülür hiç bir doğal özelliği olmamasına karşın, belki de beni
sevindiren, dokusunun iyi korunmuş olmasından dolayı, müthiş bir yerli
turist yoğunluğuna sahip.
Geceleri verilen partilerin pek ünlü olduğunu söylüyorlar.
Dilerim bu hareketlilik en azından sevgili Alaçatılıların ekonomik bakımdan
kalkınmalarına yardımcı oluyordur.
* * *
Ünlü spor yazarı ve televizyon yorumcusu Bilgin Gökberk,
"Medyadaki işlerimden kovulmaktan yorulunca, gelip Alaçatı'ya
yerleştim, İtalyan kültürüne olan yakınlığımdan dolayı da bir İtalyan
restoranı açtım
" diyor.
Aslında Alaçatı'daki imza günümü haber vermek için attığım tviti,Cumhuriyet'in Spor Servisi şefi sevgiliArif Kızılyalın, "Emre Hoca Bilgin Gökberk'e emanet" diye yanıtlayınca " Ne alakası var" diye doğrusu şaşırmıştım.
Kitabevine gidince, "Ne alakası" olduğunu, şaşırtıcı bir öyküyü öğrenerek,
anladım:
Bilgin Gökberk, Alaçatı'da oturduğu evin alt katını bir İtalyan
restoranı yapmış ama, yine alt katta olan salonunu da Haluk Hepkon'un
Kırmızı Kedi Yayınevi'ne ücretsiz olarak tahsis etmiş ve bir kitapçı
dükkanı açmış.
"Ben evin salonunu verdim, Haluk da kitap yolluyor, kitabevi çalışıyor"
dedi.
Kırmızı Kedi, iki de genç çocuk yollamış kitabevinde çalışsınlar diye.
Ben Cemre ile tanıştım:
Dünya güzeli, çalışkan, terbiyeli, işini seven, bir genç. Bilgin'le ve Erdost'la birlikte bana çok
iyi ev sahipliği yaptı. Buradan kendisine bir kez daha teşekkürü borç
biliyorum.
* * *
Bilgin Gökberk
'e, kitabevi açma fikrini Yılmaz Özdil vermiş: "Alaçatı'ya bir kitapçı dükkanı açsana" demiş.
Bilgin Gökberk
de Haluk Hepkon'la temas etmiş; Haluk
bizzat gelmiş, bakmış, işe aklı yatmış, kitap yollamaya başlamış, böylece
Alaçatı Kırımızı Kedi Kitabevi hayata geçirilmiş.
İzmir'e yerleşmiş olan Uğur Dündar da burada imza günü
yaparak kitabevine destek vermiş.
Benimle doğrudan Kırımızı Kedi'deki dostlar temasa geçmiş
oldukları için, Bilgin Gökberk'in öyküsünü oraya gidince
büyük bir hayretle ve takdirle öğrendim.
Bilgin Gökberk
dünya şekeri, çalışkan, esprili ve medyatik, tam bir entellektüel. Beni
sımsıcak kucakladı, misafirperverliği için teşekkür ederim.
Bu arada kitabevinin bitişiğindeki İtalyan Restoran'ın şefiyle tanıştım ve
mütevazı bir mozeralla peynir tabağı yedim; enfesti!
Cemre
beni karşılamak için ev yapımı kurabiyeler hazırlamıştı. Uzun bir
yolculuktan sonra park yerinden kitabevine yürürken aldığım kahve ile çok
iyi gitti.
* * *
İmzaya gelen okurlarım hep yerli turistlerdi:
Türkiye'nin her yerinden ama daha çok İstanbul'dan gelen aileler beni hiç
yalnız bırakmadılar; saat 23'ü geçerken oluşan bir aradan faydalanıp hemen
kaçtım, çünkü yol uzundu ve eve vardığımda saat sabahın 2'sine geliyordu.
Ailecek gelen okurlarım, genellikle yanlarındaki çocukları için kitap
imzalattılar. Beni çocuklarına tanıtmak istiyorlardı.
Bu arada hiç de azımsanmayacak sayıda genç, "hayranım" olduğunu
söyledikleri anne ve babaları için imza aldılar.
Avustralya'dan gelen bir kadın Türkçe öğretmenini ve kardeşini
unutamıyorum. Melburn'daki okulda nasıl Atatürk'ü ve Türkçe'yi öğrettiğini
uzun uzun anlatırken gözleri parlıyordu.
Bu arada elbette Almanya'dan tatil için gelen sevgili dostlar da beni hiç
yalnız bırakmadılar:
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yöneticilerinden Dr. Ahmet Turgut da bu fırsattan yararlanarak derneğin Münster
şubesi için, Dr. Örge adına bir davet iletti.
* * *
Alaçatı'ya, Alaçatılıilara, özellikle imzaya gelen okurlara, Bilgin
Gökberk'e, Cemre'ye, Kırmızı Kedi'deki dostlara binlerce selam!
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024