Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Referandum süreci, "AKP'nin Parti Devleti" modelinin "millete karşı" olduğunu iyice ortaya çıkardı:

AKP iktidarı Referandum'da "Evet" istiyor ama millet "Hayır" demek eğiliminde.

Sonuç olarak millet üzerinde tam bir devlet baskısı uygulanıyor:

Cumhurbaşkanı bütün devlet olanaklarını kullanarak ülkeyi geziyor, "Evet" propagandası yapıyor...

Toplu açılışlarda, büyük kalabalıklara, "Hayır" diyenlerin "darbeci", "terör örgütü" destekçisi olduklarını söylüyor.

Başbakan, bakanlar, sürekli olarak Cumhurbaşkanı ile aynı mesajı veriyor; "Hayır" diyecekler ihanetle suçlanıyor.

Bir Başsavcı Vekili kişisel Twitter hesabından "Sandıkta hayır diyecek olanlar PKK ile aynı muameleyi göze alıyorlar demektir, küsmece yok" diyor, HSYK'den buna ilişkin ses çıkmıyor.

"Hayır" kampanyası yapanlara şiddet uygulanıyor, bir kısmı gözaltına alınıyor.

* * *

Bu arada Kanun Hükmünde Kararnamelerle propaganda konusunda medyadaki eşitlik koşulu kaldırılıyor, radyo, televizyon ve gazetelerde, AKP iktidarının propagandasına, adaletsiz, orantısız bir biçimde yer verilmesinin yolları açılıyor.

Bu yetmiyormuş gibi, Yüksek Seçim Kurulu kararıyla, Referandum konusunda, siyasal partiler dışında propaganda yapacak olan Sivil Toplum Kuruluşlarının toplantıların düzenlenmesi Valiler ve kaymakamların, yani doğrudan doğruya AKP iktidarının iznine bırakılıyor.

Özet olarak devletin bütün olanakları, sadece iktidardaki politikacılar vasıtasıyla değil, (yargının desteğiyle) valiler, kaymakamlar eliyle de "Evet" adına, "Hayır" diyecekleri bastırmak, korkutmak için seferber edilmiş durumda.

* * *

AKP üst yönetimi ve MHP'nin tabanıyla ilişkisi kopmuş lideri dışında Referandum'da "Evet"i savunan pek kimse yok.

Ama "Hayır" diyeceklere karşı bütün devlet olanakları seferber edilmiş durumda.

Bütün bu baskılara rağmen, araştırmalar gösteriyor ki:

Seçmenin yani milletin çoğunluğu, Parlamenter Demokrasi sonlandırarak Tek Adam Yönetimi getirecek olan ve adına "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" denilen rejimi öngören Anayasa değişiklikleri konusundaki Referandumunda "Hayır" demek eğiliminde.

CHP ve Sosyal Demokratlar "Hayır" diyor.

HDP ve Kürtler "Hayır" diyor.

MHP üst yönetimi dışında kalan örgütler, taban, ülkücüler, milliyetçiler "Hayır" diyor.

Din eksenli siyaset yapan grupların çoğu da "Hayır" diyor.

İktidar bu durumda baskıları iyice arttırıyor:

Son örnek, Deniz Baykal'a Samsun'da konuşmak için salon verilmemesi.

"Hayır" toplantıları için İslamcı çizgide siyaset yapan gruplara bile salonlar verilmiyor.

Ümit Özdağ 'ın Yusuf Halaçoğlu'nun ve Sinan Oğan'ın toplantıları basılıyor...

Meral Akşener 'in toplantılarında elektrikler kesiliyor...

Zaten toplantı için salonlar da zar zor bulunuyor...

Örneğin Konya'da konuşmasına izin verilmiyor.

Özetle AKP'nin "İleri demokrasi" rejiminde açıkça görülen bir durum ortaya çıkıyor:

"AKP DEVLETİ MİLLETE KARŞI!"