Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
21 Mart 2016
Teröre De Boyun Eğmeyeceğiz, Diktatörlüğe de.
Türkiye son yıllarda karşılaştığı en büyük terör dalgasının iki farklı kaynaktan desteklendiği çok zor bir döneme girdi:
Bir yanda, "Barış Süreci" kapsamında göz göre göre güçlenmesine ve yığınak yapmasına izin verilen PKK, öte yanda, Suriye bunalımının başında, Esad'a karşı savaşan muhalif güçler bağlamında desteklenen IŞİD.
Şimdi biri etnik öteki din/mezhep kökenli bu iki kaynaktan beslenen terör, iktidarın hatalarından kaynaklanan nedenlere günlük yaşamımızı zehir etti.
Bir yandan büyük kentlerimizin en kalabalık merkezlerinde patlayan bombalar, felç olan günlük yaşam...
Öte yanda, terörün tırmanışını, kendi iktidarını otoriterleşmek amacıyla kullanan AKP.
Devletin terör bahanesiyle, temel hak ve özgürlükler bağlamında yapmak istediği sınırlama ve kısıtlanmalar Erdoğan'ın 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yaptığı konuşmada, en yetkili ağızdan şöyle ifade edildi: "Terör tanımını, terörist tanımını en kısa sürede yeniden yapılarak Ceza Kanunumuza derç etmeliyiz diye düşünüyorum. Daha önce de, 7 Haziran seçimlerine giden günlerde "Ya 400 milletvekili ya kaos biçiminde" ya tek başına AKP'in Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğu ya kaos, diye bir seçenek kamuoyunun önüne konmuştu. 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarının beğenilmemesi sonunda tekrarlanan 1 Kasım seçimlerine doğru, başka baskıların da devreye sokulması yanında, terörün tırmanması, AKP'nin oylarında yüzde 25 dolayında bir artış sağlayarak onu yüzde 40'tan yüzde 49,5'e çıkardı. Böylece iktidar kanadında, tırmanan terörün AKP'nin oylarını arttırdığı biçiminde bir algı oluştu. Elbette aynı gözlemi muhalif kamuoyu da yaptığı için, iktidar, sadece geçmişteki beceriksizliklerinden dolayı değil, güncel politikalarından dolayı da tırmanan terörden sorumlu tutulmaya başlandı. Yukarda alıntıladığım konuşmadan sonra, Kürt sorunu konusunda bildiri imzalayan akademisyenlerden üçünün tutuklanması, terör bahanesiyle temel hak ve özgürlüklerin sınırlandığı ve kısıtlandığı konusunda kamuoyunda iyice büyüyen bir algı ve bu algıdan kaynaklanan bir tedirginlik yarattı. Şimdi buradan açıkça belirtmek istiyorum ki, ülkenin çağdaş ve uygar vatandaşları ne teröre boyun eğecek, ne de diktatörlüğe destek verecektir. Bu gerçeğin bir an önce kavranıp devlet politikalarının buna göre düzenlenmesi Türkiye'ye çok zaman kazandırabilir. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Eylül 2024