Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

7 Aralık 2015

Başkanlık Rejimini Niçin İstemiyorum?

Bu siteyi ve Cumhuriyet'teki köşe yazılarımı izleyen okurlarım bilir, Ahmet Hakan'ı köşe yazarı olarak beğenirim...

Düşüncelerine her zaman katılmasam da, iyi bir yazar olduğunu bilirim...

Düşüncelerini çok iyi ifade ettiği için de, katıldığım bir düşüncesini yazdığında, o konuyu yeniden yazmak yerine, onun yazdıklarını (elbette iznini alarak) kendi sitemde veya sütunumda yayınlarım.

* * *

Başkanlık rejimi konusunda dün yine çok güzel ifade edilmiş bir yazı yazdı.

O yazıdaki görüşlerine katılmıyorum.

Fakat yazı o denli güzel ifade edilmişti ki, kendi yazımı, onun yazısı üzerine kurmaya karar verdim.

Bu aralar, Aydın Doğan şahsen, Doğan Medya grubu gazete ve dergiler olarak, Ahmet Hakan ise etkili bir yazar kimliğiyle doğrudan tetikçilerin hedefinde.

Nitekim dün, Ahmet Hakan da yazısının ilk bölümünde bu saldırıyı, son derece efendice bir biçimde eleştiriyordu.

Bu nedenle, aşağıdaki yazıyı, yazarlıktaki ifade başarısından dolayı onun yazısına dayandırdığımı belirtmek isterim.

* * *

Ahmet Hakan, yazısının ilgili bölümünde niçin Başkanlık Rejimi'nden yana olduğuna ilişkin argümanları çok güzel özetlemiş, bu nedenle ben de onun paragraflarını doğrudan alıntıladım ve karşı görüşümü yazdım,

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: Başkanlık sisteminde hiçbir “başkan”, bugün bizdeki Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar “tek adam” olamaz. İyi-kötü bir fren ve denge mekanizması mutlaka çalışır.

YANLIŞ: Bu olayda (şu anda da yaşandığı ve görüldüğü gibi) önemli olan sistem değil kişidir. Erdoğan tek kişinin egemenliğine uygun olmayan Parlamenter sistemi nasıl istediği gibi kullanıyorsa, Başkanlık sistemini çok daha kolay arzularına ram edecektir.

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: Bugün adına parlamenter sistem dediğimiz, ancak ne olduğu belli olmayan bir sistemin içinde debelenmektense başı sonu belli bir sisteme kavuşmamız daha iyi olacaktır.

YANLIŞ: Adına Parlamenter denilen sistemin ne olduğu bellidir. Erdoğan kurallara uymadığı, bu sistemi yozlaştırdığı ve yargı da buna gözünü kapadığı için debeleniyoruz.

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: Yeni bir sisteme geçildiği takdirde... “Kuvvetler ayrılığı”, “hukukun üstünlüğü”, “bağımsız yargı”, “demokrasi” gibi ilkeler mecburen yeniden kurgulanacak ve bu ilkelerin çiğnenmesi pek mümkün olmayacaktır.

YANLIŞ: Erdoğan yargıçları da atayacak, milletvekillerini de belirleyecek, zaten yürütmenin başı olduğu için kuvvetler ayrımı bütünüyle ortadan kalkacaktır!

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: Başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte bugün başımızda bulunanlar için hiç sorulmayan “İyi ama başkanın yetkileri nasıl sınırlanacak, başkan nasıl denetlenecek, başkanın sınırlanması nasıl sağlanacak” soruları, mecburen sorulacaktır.

YANLIŞ: Bugün bu sorular ne kadar sorulabiliyorsa, o gün de belki ancak o kadar sorulabilecek, belki o kadar bile sorulamayacaktır.

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: Başkanlık sisteminde seçilmelerini “başkan”a borçlu olmayan, “bakan” olma ihtimalleri bulunmayan, dolayısıyla bakan olma beklentisiyle kişiliklerini ezdirmeyen şahsiyet sahibi milletvekillerinin ortaya çıkma ihtimali artacaktır.

YANLIŞ: Bu sistemde de partisinin milletvekillerini (aynen bugün de olduğu gibi) Erdoğan belirleyecek, üstelik kabineyi de kendi kuracağı için istediğini doğrudan bakan yapacaktır.

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: Başkanlık sistemi, adı üstünde bir sistemdir. Bugünkü gibi bir sistemsizliğin içinde debelenmektense adı “başkanlık” olan bir sisteme geçmek, çok daha hayırlı olacaktır.

YANLIŞ: Bugünkü Parlamenter sistem, sistemsizlik değil, Parlamenter sistemin Erdoğan ve AKP tarafından, yüksek yargının da sessiz kalmasıyla yozlaştırılmış halidir. Başkanlık sistemi, hele hele bugün her kafadan çıkan farklı seslerle ortaya konduğu biçimde hem çok daha belirsizdir, hem de tek kişi tarafından yozlaştırılmaya çok daha müsaittir.

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: Bütün yetkileri elinde tutan ama sorumsuz ve hesap vermez bir cumhurbaşkanımız olacağına... Bütün yetkileri elinde tutan ama sorumlu ve hesap verebilir bir başkanımız olsa daha iyi olur.

YANLIŞ: Bugün, sistem dışına çıktığı ve sistemi yozlaştırdığı halde hesap sorulamıyorsa, Başkan olduğu zaman hiç bir hesap sorulamaz.

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: Bugünkü mevcut sistemin sadece adı parlamenter sistemdir. Bugünkü mevcut sistem, adı konulmamış bir başkanlık sistemidir. Üstelik bugünkü sistem, antidemokratik bir başkanlık sistemidir. Antidemokratik bir başkanlık sistemine maruz kalmaktansa... Demokratik bir başkanlık sistemi çok daha iyidir.

YANLIŞ: Bugünkü sistemi yozlaştıran da Erdoğan ve AKP'dir. Başkanlık sistemi dedikleri, kendi yozlaştırdıkları ve antidemokratik hale getirdikleri garip sistemi meşrulaştırmak olacaktır.

İSTİYORUM ÇÜNKÜ: ABD’deki gibi bir başkanlık sistemi, bugün Türkiye’deki fiili başkanlık sisteminden bin kat daha demokratiktir. Bugün Türkiye’de uygulanan fiili başkanlık sistemindense ABD’deki gibi bir başkanlık sistemini istemek, demokrasiyi istemekle özdeştir.

YANLIŞ: AKP kanadından kimse ve bizzat Erdoğan ABD Başkanlık sisteminin savunmasını yapmamaktadır. Tam tersine, "Türkiye'ye özgü başkanlık sistemi", bütünüyle yoz bir nitelik taşıyan "Meksika türü başkanlık sistemi", "Başkanın partili olacağı başkanlık sistemi", "Fransa gibi Başkanın yetkilerinin yaygın olacağı sistemin Türkiye'ye uyarlanmış hali" gibi, daha şimdiden ABD'deki kontrol ve denge sisteminin (check and balance) dışında bir rejimin hedeflendiği açıkça ortaya konmuştur. Üstelik Erdoğan açıkça, yargının icraya ayak bağı olduğunu ifade etmiş böylece niyetini belirtmiştir.

* * *

Konuyu açık seçik bir biçimde tartışma olanağı verdiği için Ahmet Hakan'a teşekkürlerimle bitiriyorum bu yazıyı.

Evinin kapısı önünde saldırıya uğradığında kendisinin ne denli önemli ve değerli olduğunu yazmış biri olarak, bu eleştirilerimi anlayışla karşılayacağından da eminim.

* * *

Bu vesileyle, Aydın Doğan'a şahsen, Doğan Grubu gazete ve televizyonlarına kurumsal olarak...

Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök gibi yazarlara doğrudan şahsen...

Ayrıca Ahmet Hakan'a fiziksel olarak..

Yapılan saldırıları...

Aynen, Can Dündar, Erdem Gül ve hapisteki öteki gazetecilere yapılanlar gibi...

Türkiye'de basın özgürlüğünü sınırlayan ve kısıtlayan saldırılar olarak gördüğümü bir kez daha vurgulamak isterim.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional