Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
2 Şubat 2015
Erdoğan'ın Kafasındaki Başkanlık
Erdoğan, TRT'deki programda, kafasındaki başkanlık sistemini açıkça anlattı.
Aşağıdaki özet, TRT haber sitesine 29 Ocak 2015 Perşembe günü saat 21:42 de girilen haberden alınmıştır:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kapıları ilk kez TRT'ye açılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda "Başkanlık Sistemi" ile ilgili soruyu, örnekler vererek cevapladı.
'BAŞKANLIK SİSTEMİ
Bunun üzerinde spekülasyonlar yapılıyor. Belediye başkanı olduğumda da Başbakan olduğumda da spekülasyonlar yapılıyordu. Birçok alışkanlıkları değiştirmeye reforme etmeye çalışırsanız spekülasyon yaparlar. Bizden önceki dönemlerde birçok cumhurbaşkanı başbakan bunu dile getirdi. Turgut Bey gündeme getirmişti. En ideal sistemlerden biri olduğunu söylemişti. Sayın Demirel de bunu söyledi. G20 içinde en gelişmiş ülkeler vardır. 10 tanesi başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Böyle bir yapı içinde gerçeği görelim. Çok daha seri, daha kolay nasıl muasır medeniyetler seviyesi üzerine çıkarız, bunu düşünmemiz lazım. Çok başlılık ayaklarımıza pranga vurmuş gibi süreci zorlaştırıyor. Parlamenter sistem tamamen yok farz edilmiyor ki. Amerika'da mesela Temsilciler Meclisi ve Senato var. Türkiye illa onu yapacak değil. Parlamento ve milletvekilleri olarak bunu alır ve süreci işletir. Tabii ki denetim esaslı olacak. Parlamento denetleyecek. Meclisin vermediği izni siz kullanamazsınız. Belirlenmiş bir yetki alanı var. Parlamentonun vereceği yetkileri kullanma hakkı olacaktır.
Denetimsiz bir anlayışın olması sıkıntı doğurur. Ancak ben özellik yaşayan birisi olarak söylüyorum. Teori noktasında insanlar ortaya koyabilir ama yaşamak başkadır. Nasrettin Hoca meselesi var ya, damdan düşüyor. Hoca 'bana doktor değil, damdan düşen birini getirin' diyor. Ben damdan düşmüş birisiyim, bu işleri biliyorum. İstanbul BB'de başarımız ortada. 12 yıllık başbakanlığımız döneminde yaptıklarımız da ortada. Biz de başkanlık sistemi olsaydı geldiğimiz noktanın çok ilerisinde olurduk. Önümüz çok tıkandı, bunları aşana kadar çok mücadele verdik. Abdullah Bey ile benim aramdaki süreç farklı, benimle Ahmet Bey arasındaki süreç farklı. Bunun tersinin olduğunu düşünün. Engeller geliyor. Üçlü kararnamede istediğiniz insanı atamakta zorlanıyorsunuz. Başkanlık sisteminde benimle gelen benimle gider. Çalışacağımı ben seçerim. Yargı engelliyor mesela. Yargı bunu engellediği zaman yerindelik nerede olacak. Halk sorumlu olarak siyasiyi tutuyor. Yargıyı tutuyor mu? Hayır. Yargı kolaylıkla 11 kere alırım 12. kez tekrar yerlerine atarım diyor. Yargı ile sürtüşüyorsunuz. Böyle şehirler, kurumlar yönetilmez ki. Parlamenter sistemin bana göre eksikleridir, yanlışlarıdır. Bunların düzeltilmesi lazım. Başkanlık sisteminde ben bunların aşılacağına inanıyorum.
İngiltere bile yarı başkanlıktır. Hakim olan unsur Kraliçedir. Amerika'da padişahlık sistemi mi var, Brezilya, Güney Kore, Meksika olunca padişahlık olmuyor ama neden Türkiye'de oluyor. Onlara soru ile cevap vermek lazım. Dert başka. Hızlı gidince ne olacak? (İngiliz gazetecilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'hızlanmamız lazım' sözünü atıfla 'hızlanıp ne yapacak, ne acelesi var' sözleri) Ne demek? Bizim hız yapmamız lazım. Biz 12 seneyi bu kadar zor şartlarda yürüttüysek gördüğümüz bazı şeyler var. Halkımızın yaşam standardını yüksek seviyeye çıkartalım. Muhalefetin kalkınma diye bir derdi yok. Biz ne dediysek bunlar aksini söylemiştir. Bir iş yapacaksın. Eğitim, sağlık, adalet, enerji... Hepsinde tersini söylüyorlar. Siyasi iradeyi güçlü kılmamız lazım. Milli irade eğer size bu yetkiyi veriyorsa milli iradenin verdiği yetkiyi en ideal şekilde kullanmamız lazım. Ben kullanamıyor. 4 sene sonra ben nasıl cumhura hesap veririm. Bunların hakkını vermek gerekiyor. 2002 Türkiyesi değiliz. Gündemi belirlenen değil, belirleyen Türkiye'deyiz. Ben cumhurun beklentilerini çok iyi biliyorum.
- Başkanın belirli bir yere kadar yetkisi var. Başbakan, başkan birinci yardımcısı olarak görev alıyor. Sistemin omurgaları vardır. Olması gerekenler varsa onlarla beraber yola devamdır. Dünyayı yeniden keşfetmiyoruz. Başarı olan yerler masaya yatırılarak en ideal olan neresiyle bu işi reforme etmenin isabetli olacağı kanaatindeyim."
Bu açıklamalara karşı, Hürriyet'te Mehmet Yılmaz 31 Ocak 2015'te şunları yazdı: "Erdoğan'ın bilmediği ya da bilip de söylemedikleri 1 Şubat 2015 Pazar günü de Ahmet Hakan şöyle yazıyordu: "İDDİA ediyorum: Yarın bu konuyu Cumhuriyet'teki köşemde ben de ele alarak irdeleyeceğim. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 9 Eylül 2024