Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
19 Ekim 2015
Ankara'da Patlayan Bombadan Kalan Hüzünlü Öykülerden Biri.
Geçen hafta büyük alış veriş merkezlerinden birinde, koridorda
hızlı hızlı yürürken arkamdan "Hocam, Emre Kongar" diye bir ses
işittim.
Durup döndüğümde, bana yaklaşan genç ve uzun boylu hanım elini uzatarak kendini takdim etti. "Ben Avukat E."
"Buyrun" dedim elbette...
Gözleri dolu dolu olarak, 10 Ekim Cumartesi günü Ankara Gar'ında patlatılan bombayla yitirilen canlardan birinin kuzeni olduğunu belirtti...
Arkadan da acıklı bir öykü paylaştı benimle...
Öykü son derece çarpıcı bir biçimde bitiyor.
Zaten en başında da, bu dramatik sonu hemen kısaca belirterek başlamıştı söze...
Ama ben bu dramatik sonu yazıyı bitirirken anlatacağım.
Öykü şöyle: Hayatını yitiren kuzen de mühendis bir hanım; "kuzin" diyoruz galiba... <>Ailesinin isteği üzerine adını saklıyor ve "Simge" diyorum... Zaten öyküyü dinleyince siz de fark edeceksiniz ki o, bombanın konduğu toplumun ve bir arada yaşayan farklılıkların bir simgesi! Simge, Avukat E'nin çocukluğunda, yaşça büyüğü, özendiği rol modelidir... E., bir deniz kasabasındaki evlerinin merdivenlerinde bir anısını hatırlıyor hayal meyal: Rüzgârla savrulan sarı saçları omuzlarında, gözleri ışıl ışıl bir genç kız... Bir yandan yürüyorlar, bir yandan da konuşuyorlar... Simge, cıvıl cıvıl; espriler yapıyor, gülüyor... E., esprilerin bir bölümünü anlıyor, bir bölümünü pek anlamıyor... Ve büyük bir gıptayla bakıyor Simge'ye... Kendi kendine, "Umarım büyüyünce aynı ona benzerim, nasılsa kuzenim, elbet çekmişimdir ona!" diyor. Simge, Türkiye'yi temsil eden göçmen-yerli karışımı bir aileden geliyor: Dedeler, babalar arasında, ulemadan askerlere kadar her düzeyde bu ülkeye hizmet etmiş insanlar var. Her kuşakta kanını bu ülke için akıtmış olanlardan oluşan bir aile. Bir kol Rumeli göçmeni, bir kol Marmaralı... E., ailenin Çanakkale'ye şehitler vererek bu noktaya geldiğini, babasının ASALA katliamından zor kurtulduğunu, son şehidin de Simge olduğunu belirtiyor. Bütün bunları yaşamış olmasına karşın ailesinin, tam bir demokrat olduğunu vurguluyor: "Bizim aile ne Rumlara, ne Ermenilere kötü bir söz ederdi" diyor ve annesinin, Musevi ve Rum komşuları gitti diye üzüldüğünü vurguluyor. E., bir avukat, "Oy ve Ötesi" içinde çok aktif... Kendini demokratik hak ve özgürlüklere adamış... Bomba sonrası, HDP'lilerin, kayıplarına çok güzel sahip çıktığını, biraz da gıptayla, vurguluyor... Türkiye'nin gerçek demokratik özlemlerini CHP'nin temsil ettiğini fakat yeterince başarılı olmadığını düşünüyor... Oy ve Ötesi avukatı, gözlemcisi olarak, sandık başında bütün siyasal partilere eşit davranarak, tam bir tarafsızlıkla görev yaptıklarını özenle vurguluyor. Şimdi geliyoruz dramatik sona... Zaten bana bunu söyleyerek sözüne başlamıştı: "Ankara bombalamasında kuzenimi kaybettik, 90 yaşındaki babası cenazede tek bir kez konuştu; başsağlığı dilemek için gelen Gürsel Tekin'e 'Oylarımıza sahip çıkın' dedi". Sevgili okurlarım, CHP'nin zaferle çıktığı 1977 seçimlerinde Ecevit'in (bizim önerimizle) seçim sloganı "Anneler çocuklarınızı oylarınızla koruyun" idi. Aradan 40 yıla yakın bir zaman geçti ama o slogan geçerliliğini bugün de hâlâ bütün canlılığıyla koruyor galiba! |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 13 Ocak 2025