Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
14 Eylül 2015
Hoşgeldin Gülseven Yaşer!
Silivri davalarının bir kaç önemli hedefinden biri de
gönüllü eğitim ve burs veren, laik ve demokrat eğilimli,
Atatürkçü olduklarını belirten Sivil Toplum Kuruluşlarıydı.
Silivri davalarını oluşturan Gülen Cemaati'ne mensup yargı
mensupları ve polisler, askerler kadar eğitimcileri de rakip
gördüklerinden, laik ve demokratik çizgide eğitimi destekleyen
Atatürkçü olduklarını söyleyen Sivil Toplum Kuruluşlarını
hedeflerine almışlardı.
Prof. Türkan Saylan'ın simgeleştirdiği Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği, ÇYDD ile Gülseven Yaşer'in
başkanlığındaki Çağdaş Eğitim Vakfı, ÇEV çeşitli
iftiralara ve düzmece belgelerle yapılan suçlamalara maruz kalan
iki büyük gönüllü eğitim ve burs örgütüydü.
ÇYDD'nin yöneticileri çeşitli gözaltılara ve haksızlıklara
uğradılar. Başkan Prof. Türkan Saylan soruşturmanın başında
kanserden yaşamını yitirdi!
ÇEV başkanı Gülseven Yaşer, soruşturma başladığı sırada
kanser tedavisi görmek üzere ABD'ye gitmişti. Hakkındaki tutuklu
yargılanma kararı kaldırıldıktan sonra Türkiye'ye döndü ve 11
Eylül 2015 tarihinde mahkemeye çıkarak ifade verdi.
Gülseven Yaşer'in yargılandığı davada, "KAFES eylem planı",
"Amirallere suikast", "Gölcük'te ele geçirilen belgeler" "Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)" ve "Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV)"
dosyaları birleştirilmişti.
Davanın 86 tutuksuz sanığın yargılandığı "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat" davasına Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Hakkında 6 yıl önce yakalama kararı çıkarılan ve geçtiğimiz Nisan ayında hakkındaki yakalama kararı kaldırılan Gülseven Yaşer evli ve 1 çocuklu, TV yönetmeni olduğunu belirtti.
Duruşmada Mahkeme Başkanı Selçuk Kaya, "Bu iddianame,
belki de dünyanın en uzun iddianamesi. İddianamede dava dışı
bilgilerin de olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Daha sonra Yaşer hakkında iddia edilen suçlamaları okudu.
Gülseven Yaşer, savunmasına "Öncelikle aziz şehitlerimiz, Balyoz ve benzeri davalarda sivil asker aydınlarımızın, Türkan Saylan'ın aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyorum. Işık içinde uyusunlar" diyerek başladı ve şöyle devam etti: "Bizlere yaşatılan maddi ve manevi acıları açıklayabilmemiz için imkan sağladığınız için teşekkür ediyorum.Gülseven Yaşer daha sonra ABD'ye kaçtığına ilişkin iddiaları reddetti ve şöyle dedi: "Benim ABD'ye tedavi için gittiğim tarih 7 Ocak 2009. Hakkımda yakalama kararı çıktığı tarih ise 13 Ocak 2009. Firar ettiğim iddiası doğru değildir. İddianamede kaçtığım söyleniyor, doğru değil. Fethullahçıların ne kadar tehlikeli oldukları ortaya çıkarılmaya başlandı.Daha sonra savunmasına şöyle devam etti: "Yıllarca cemaatin okul yurt gibi sayısız faaliyetleri var ve ne zaman gerçek bir denetime tabii tutuldu? Ülkemizde tarikatlar, kuran kursları gelişi güzel faaliyetlerde bulunurken onlar hakkında denetimin varlığını bizler görmedik. Cumhuriyet Savcıları, hakimler cemaatin müritleri olabilir mi? Bunlar ülkemizde gerçek oldu. Türbanla mahkemeye çıkan bayan yargıçların olduğu bir ülkede yaşamaya başladık. Bu durumun yurt dışında Türkiye'nin imajını nasıl zedelediğini tahmin etmelisiniz."Türkiye'ye dönmesini avukatının ve doktorunun istemediğini belirten Yaşer hastalığı hakkında da şöyle dedi: "Amerika'dan gelirken doktorum ve avukatım ne cesaretle Türkiye'ye dönmek istediğimi sordular. Buraya gelişimi onaylamadılar. Türk hukukunun yeniden gereken saygınlığa kavuştuğunu düşündüm. Bu nedenle huzurunuzdayım. Tedavim hala devam etmektedir. Bu hastalığın nedeni 17 yıldır bana saldırılarını sürdüren Fethullah ve kadrolarının yaptığı strestir. İlahi adaletin muhakkak tecelli edeceğini biliyorum." Yaşer'in bir saat süren savunması sırasında Mahkeme Başkanı Selçuk Kaya zaman zaman, "Yorulduysanız lütfen oturun" dedi. Sanık avukatları, mahkemeye sahteciliği belgeleyen bilirkişi raporunu sundular ve bu sahteciliği yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istediler. Mahkeme heyeti Gülseven Yaşer'in duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi ve mütalaa için savcının süre istemesi karşısında davayı 2 Ekim tarihine erteledi. Mahkeme Başkanı, avukatlara, karar için hazırlıklı gelmelerini rica ederek, "Biz hazırlıklı geleceğiz ve yüksek ihtimalle kararımızı açıklayacağız" dedi. Bu konuşma salonda alkışlarla karşılandı. Bu davaya ilişkin CD'lerdeki bilgilerin sahte olduğu daha önce de bilirkişi raporlarıyla tesbit edilmiş ama Silivri mahkemeleri tarafından dikkate alınmamıştı. Bu kez, Adli Tıp'tan da aynı konuda sahtecilik raporu dosyaya eklendi. Dilerim Gülseven Yaşer, sahte iddialarla oluşturulan bu davadan hak ettiği beraatı alır. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 11 Kasım 2024