Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Geçen hafta size Ege'de, Kuşadası ile Selçuk arasında Çamlık köyündeki bir Tren Müzesi'nden söz etmiştim...

Bu aslında bir "Kara Tren Müzesi", çünkü esas olarak buharlı lokomotifler ve o zamanın vagon ve malzemelerinden oluşuyor.

Harika bir müze.

Geçen hafta bu müzeye bizi, Devlet Demiryollarına da büyük hizmetleri geçmiş, "Jet Reis" lakabıyla maruf, sonradan CHP Milletvekili olan Nurettin Karsu'nun kendisi gibi mühendis olan oğlu Serdar Karsu'nun götürdüğünü yazmıştım.

Bu hafta size bu efsane adamın sadece bir öyküsünü anlatmakla yetineceğim.

(Nurettin Karsu'nun yaşam ve meslek öyküsü ile siyasette yaptıkları ve başına gelenler, apayrı çok meraklı serüvenlerdir:

Erzincan'dan Aydın'a sürgün yemiş bir Alevi ailesinin dokuz çocuğundan biri olarak başlayan bu öyküler, yediği sürgünler, çocuklarının siyasal suikast amacıyla kaçırılması gibi olağanüstü olaylarla çok uzundur... Belki bir başka zaman...)

Yıl 1968'dir. Türkiye demiryollarında hâlâ kömürle işleyen buharlı lokomotifler kullanılmaktadır.

Nurettin Karsu Devlet Demiryolları'nda Malzeme Dairesi Reisi'dir. Fırtına gibi bir yöneticidir; çat orada, çat burada, her an her yerdedir. İşler yıldırım hızı ile bitirilmektedir. Bu hızı ve verimliliği ona "Jet Reis" lâkabını kazandırmıştır.

Bu sırada Irak'tan bir haber gelir:

Rafinelerde açığa çıkan ağır fuel oil, Iraklıların başına bela olmuştur, nereye nasıl dökeceklerini bilememektedirler.

Karsu derhal trene atlar Bağdat'a gider; bindiği vagon, Atatürk'ün de seyahat ettiği ünlü "Beyaz Vagon"lardan hâlâ kullanılan biridir.

Iraklılarla bir ay süren müzakereler sonunda, tonu bir kuruştan, (evet yanlış okumuyorsunuz tonu bir kara kuruştan) anlaşmayı imzalar ve döner...

Teknik servis derhal lokomotif kazanlarına fuel oil brülörleri monte eder ve buharla işleyen kara trenler enerjiyi artık kömürden değil, fuel oil'den alır...

Demiryolları, kömür dumanının yarattığı pislikten kurtulmuş hem daha temiz hem daha verimli çalışmaya başlamıştır.

Karsu, Demiryolları'ndaki görevinden ayrılmadan önce de, Genel Müdür ile birlikte yabancılarla diesel lokomotif anlaşmasını imzalar ve üretime başlanır; demiryollarında ikinci bir aşama daha gerçekleştirilmiştir.

İşte dün, bu efsane adamla eşini götürdük o müzeye...

Macit Demiroğlu tarafından işletilen müzenin, Le Wagon adlı çok iyi örgütlenmiş ve yerel halkla birlikte turistlere de hizmet veren tertemiz restoranınında mükellef bir köy kahvaltısı ettik...

Müzeyi gezdik...

Karsu'nun Bağdat'a gittiği Atatürk'ün vagonunu da ziyaret ettik, eski anıları yad ettik...

Yolunuz Efes'e veya Kuşadası'na düşerse mutlaka o müzeye gidin, Le Wagon'da bir kahvaltı edin veya bir yemek yiyin (Akşam yemekleri yok, sadece kahvaltı ve öğlen yemeği) bana teşekkür edersiniz.