Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

9 Aralık 2013

İslam Ve Demokrasi Mektuplar 2

Bugün okurlardan gelen iki zıt mektup ile sürdürüyorum yorumları...

Birinci mektup İslamla demokrasinin uzlaşabileceği üzerine:

"Müslüman olmanın/İslam'ın demokrasi ile çelişmesi bir yana Kur'an, ŞURA ilkesiyle, işlerin EHLİNE verilmesi ilkesiyle, adalet ve sosyal paylaşım ilkeleriyle demokrasiyi işaret eder. Yöneticilerin seçimle belirlenmesi ilkesiyle cumhuriyeti işaret eder:

'Onların iş ve yönetimleri aralarında ŞURA iledir..' (Şura-38)

'İş ve yönetim konusunda da onlarla ŞURAya git..' (Aliimran-159)

'Aralarında ADALETLE hükmet. Şüphesiz Allah, adil davrananları sever..' (Maide-42)

'Şunu da söyle: Rabbim bana ADALETİ emretti..'' (A'raf-29)

'Allah, ADALETi ........ emreder..' (Nahl-90)

'Allah, ADALETİ ayakta tutanları sever..' (Mümtahine-8)

'Allah size EMANETLERİ EHİL OLANLARA vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde ADALETLE hükmetmenizi emrediyor..' (Nisa-58)

'Ey iman sahipleri! Allah'a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan-sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir..' (Nisa-59)

'İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirleneni emreden, kötülük ve çirkinliği belirlenenden alıkoyan bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır..' (Aliimran-104)

Kur'an yönetim konusunda bu temel hükümlerden başka; yöneticilerin ikrah-baskı zorlama, despotluk, zalimlik yapmamasını, insanların özgür olmalarını, özgür düşüncenin hakim olmasını, bey'atlaşma -karşılıklı danışmayı, uzlaşmayı; aklı, bilimi, çalışmayı, iş yapıp değer üretmeyi; emeğe saygı-emeğin karşılığının verilmesini, imkan ve nimetlerin paylaşımı-milli gelirin adil paylaşımını, sosyal adaleti, insan haklarına saygılı olmayı ve toplumu, insanları iyiye, güzele yönlendiren bir öncü kadro, aydınlar topluluğunun olmasını istemiştir.

Kur'an hakça paylaşımdan, refahın topluma eşit yayılmasından, sosyal adaletten yanadır.

Servetin, mülkün belli ellerde toplanmasına; padişahlığa, hanedanlığa, aristokrasiye, monarjiye, oligarşiye, kapitalizme, emperyalizme karşıdır.

Toplum içinde zengin bir sınıf veya zengin Müslüman değil, zengin Müslümanlar olmalıdır.

Sahip olunan servet ve nimet tabana, topluma yayılmalıdır.

Kur'an kapitalizmi reddeder. Servet; üretim araçları, mal ve nimetler sadece zenginler arasında dönüp, duran bir kudret ve egemenlik aracı olmasın diye infak, zekat emredilmiştir. 'Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret/egemenlik aracı olmasın.' (Haşr suresi-7. ayet)

İslam dini evrensellik ve zaman, mekan üstü olma özelliğinin gereği olarak bildirilen bu temel hükümler, ilkeler haricinde siyasete karışmaz. Dinin siyasal egemenlik iddası yoktur. Her toplumda, her dönemde uygulanmak üzere tüm detaylarıyla tek-bir devlet yönetim şekli sistem, rejim önermez, bildirmez.

Bildirilen temel hükümlere, ilkelere bağlı kalarak; toplumun ihtiyaçları, yaşanan çağın özellikleri, imkanları dikkate alınarak, akıl ve ilim yoluyla tercihler, yöntemler, politikalar, sistemler belirlemek; laik, demokratik ülkelerde siyaset biliminin, siyasetçilerin, yöneticilerin görevidir.

İslam dini bildirdiği temel ilkeler haricinde siyaset alanında insan iradesine, tercihine hareket alanı bırakır. Buna karşılık totaliter, dinci yönetimler insana değer vermezler, hür iradeyi dışlarlar.

Siyasete ve yaşamın her alanına egemen olmak isterler. Siyasi yapıyı ve insanların yaşamlarını kendi çıkarlarına göre dizayn etmek isterler.

Yerli ve yabancı bilginlerin bu konudaki görüşlerini aktaracağınızdan bahsetmişsiniz. Atatürk'e öncelik vermek gerekir kanısındayım.

Atatürk'ün 02.02.1923 tarihinde İzmir İktisat Kongresinde yaptığı konuşmayı lütfen okuyunuz.

V. A."

* * *

İkinci mektup ise tam tersi görüşü savunuyor:

"...İslam ve demokrasi hiç bir zaman bir arada olmaz. Bunu hiç bir yan unsura bakmadan direk Kuran'a bakarak hemen görebiliriz.

Demokrasi ve insan hakları sözkonusu olduğu zaman Kuran'da yazan kuralları uygulamaya imkan yoktur.

Kuran'nın kurallarını uygulamayınca da İslam olmaz.

Son zamanlarda çok sık karşımıza çıkan söylemler şunlar. 'Bunlar müslüman olamaz.' 'Bunlar İslam'da yok.'

Oysa işin gerçeği şu 'Bunlar Müslüman ve bunlar da İslam'da var.'

Aklıma ilk gelenleri.yazıyorum. Kuran açık olarak yazan bir ifade: Affedersiniz. Düşmanlarınızın!! eşlerini esir ederseniz onlara istediğinizi yapmak serbesttir. Veya başka bir kural 'Hırsızların elllerini kesin.'

Bunları dile getirince hemen tepkiler geliyor. En yaygın olanı 'Orada öyle demek istemiyor.' 'Ne demek istiyor o zaman'. diye sorunca çeşit çeşit anlamsız yorumlar alıyorsunuz. Sonuçta çoğu kimse (Müslüman olanlar) Kuran'da yazanları kabul etmek istemiyor. Ama 'Biz Müslümanız' diyor. Ben bunu yaygın bir ikiyüzlülük olarak görüyorum. Aynı zamanda Türk milletinin içinde bulunduğu idraksizliğe de uygun bir davranış olduğunu düşünüyorum...."

İ. G.

* * *

Daha, çok ilginç mektuplar var...

Bugün iki zıt görüşle yetindim...

Görülüyor ki, okurlarım arasındada da çok farklı hatta birbirine zıt görüşler egemen...

Belki haftaya da bir iki tanesini daha alıntılarım.

Sizce devam etmeli miyim acaba?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional