Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

4 Mart 2013

İmralı Tutanaklarını Kim Sızdırdı, Niçin?

Milliyet gazetesinin, BDP'lilerle Öcalan'ın İmralı'da yaptığı görüşmenin tutanaklarını yayınlaması medya ve siyasette bomba etkisi yaptı.

Başbakan Erdoğan "Biz söylemedikçe, teyit etmedikçe bütün söylenenler yalandır, iftiradır, açık bir sabotajdır." dedi.

Cengiz Çandar ise tutanakların gerçek olduğu konusunda kanaatinin oluştuğunu belirtti.

Başbakan ayrıca, "Bir kısım medya hiç yanımızda olmadı. Eğer böyle gazetecilik yapacaksan, batsın senin gazeteciliğin" diyerek de çok sert bir tavır koydu.

Böylece medya üzerindeki baskı biraz daha da ağırlaştı!

İktidara yakın gazeteler "Sabotaj" "Derin güçler devrede" manşetleriyle konuyu ele aldı.

Kimi çevreler haberin bilerek, kasıtlı bir "sızdırma" olduğunu öne sürerken, Milliyet'in Ankara Temsilcisi Fikret Bila, bunun Namık Durukan'ın çabaları sonunda elde ettiği bir başarı olduğunu söyledi.

Görüşmede hazır bulunan MİT görevlisinin not tuttuğu bilindiği ve "sızdırmalar" genellikle resmi kanallardan, medya aracılığıyla kamuoyunu yönlendirmek için yapıldığından, ilk olağan şüpheli MİT oldu.

Fakat tutanaklardaki ifadeler ve imla, bunların bir BDP'linin tuttuğu notlar olduğu izlenimi yarattı.

Tutanakları sızdırmakla suçlanan heyetteki Altan Tan ise "Aslanlar köstebek olmaz,. Çakallara selam olsun" diye yanıt verdi.

* * *

İlginç olan nokta, iktidarın ve iktidara yakın medyanın, tutanaklardaki sözler yerine, bu tutanakların kim tarafından, niçin sızdırıldığı üzerine odaklanmasıydı!

Oysa tutanaklardaki sözler ve bunların söyleniş biçimi, Öcalan'ın hem "yol haritası" hem de tavrı, üslubu konusunda çok net ve tartışmalı izlenimler veriyor.

Karşımıza, Erdoğan'ın "kişiselleştirdiği iktidar" eylem ve söylemine çok benzeyen tavır sahibi bir lider portresi çıkıyor:

AKP'yi iktidara taşıyan...

Darbeleri önleyen...

Erdoğan'ın başkanlık projesine şartlı destek veren...

Adeta bugünkü Türkiye'yi yeniden düzenleyen bir lider.

Hapisteki bu lider aynı zamanda, ya benim dediklerim olur, ya da elli bin kişilik bir isyanın hedefi olursunuz havasında.

* * *

Aslında görüşme masasında bir pazarlık söz konusu olduğu için, taraflardan birinin veya her ikisinin de çıtayı yüksek tutarak işe başlaması olağan bir durum...

Üstelik bu tutanaklar, karşılıklı bir görüşmenin yer aldığı değil, taraflardan sadece birinin görüşlerini aktardığı bir belge.

Bir başka deyişle, iktidar tarafının ne düşündüğü değil, Öcalan'ın fikirleri aktarılıyor.

Ama nedense iktidar ve destekçileri bu tutanakların yayınlanmasından büyük rahatsızlık duyuyor.

Oysa bu görüşmelerde "şeffaflık" iktidarın elindeki en büyük avantaj:

Karşı tarafın isteklerinin kamuoyu tarafından bilinmesi, her iki tarafın da lehine...

Elbette istekler ve verilen ödünler, her iki tarafın kamuoyu tarafından da kabul edilebilecek sınırlar içinde kalırsa.

Gizlilik yanlıları, kendi kamuoylarından bir şeyler gizlemek istiyor demektir!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional