Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
21 Ocak 2013
Anlayamadığım Bir Çelişki:
Adına ister "İmralı ile..." deyin, ister "PKK ile...", isterseniz
"Öcalan ile...", Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin ve bu Hükümetin
emrinde olan "devlet kurumları ve görevlileri" arasında bir müzakere
veya "temas" ya da "görüşme" sürecinin devam ettiği açık.
Elbette bir sorunu çözmek için o sorunun taraflarının görüşmesi,
konuşması, müzakere etmesi doğru ve akılcı bir yol.
Beni şaşırtan nokta, AKP iktidarının görüşmelerde seçtiği muhatap:
Meclis'te bulunan ve meşru seçimlerle Kürtlerin temsilcileri olduğu
tescil edilmiş olan BDP yerine, temsil yeteneği hem siyasal hem de hukuksal
olarak tartışmalı olan Abdullah Öcalan'ın seçilmiş olması bana bir çelişki
gibi geliyor.
Bunun iki nedeni var:
Birinci olarak, Öcalan'ın temsil yeteneği, siyasal ve
hukuksal olmaktan çok, fiili bir durum gibi görünüyor; üstelik Kandil ile
ilişkilerinde tam bir uyum, yani bir "temsil" ilişkisi olduğu da tartışmalı!
Bir başka deyişle, Öcalan ile varılan bir mutabakat, Kürtleri,
PKK'yı ve sorunun öteki tarafındaki başka aktörleri nasıl bağlayacak?
Böyle bir temsil gücü var mı Öcalan'ın?
Görüşmeler devam ederken süren PKK saldırıları ve verilen şehitler
bu konuda ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Üstüne üstlük, Kandil'den yapılan açık eleştiriler de var.
Paris cinayetlerini, aykırı bir örnek olduğu için, söz konusu etmiyorum bile.
Ama her durumda Öcalan'ın bir temsil sorunu olduğu açık!
İkinci olarak, bizzat Başbakan BDP'yi, PKK'nın uzantısı olarak
suçladığına göre, bu parti ile PKK arasında organik bir ilişki var gibi
görünüyor.
Bu durumda, (madem zaten aralarında organik bağ var) temsil yeteneği
meşru kanallardan gelmeyen ve tartışmalı olan Öcalan ile görüşmek
yerine, meşru biçimde seçilmiş milletvekillerinden oluşan bir parti ile
görüşmelerin Meclis çatısı altında sürdürülmesi daha işlevsel, daha sonuç
alıcı, daha mantıklı ve daha doğru olmaz mı?
Üstelik de kapalı kapılar ardında saklı gizli görüşmeler ve bu
görüşmeler sonunda ortaya çıkacak sonuçların yaratacağı sürprizler
ve eleştiriler yerine, açıkça, Meclis çatısı altında bütün kamuoyları
tarafından izlenen gelişmelerin, sonunda herkes tarafından benimsenmesi
daha kolay olmaz mı?
Kanımca, BDP'nin bir an önce, bu görüşme ya da müzakere denilen sürece
doğrudan dahil edilmesi veya doğrudan muhatap alınması çözüme giden yolda
çok daha hızlı gelişmelerin önünü açabilir...
Üstelik ulaşılacak mutabakatın, geçici olmaktan çok kalıcı nitelik
taşımasına da yardımcı olabilir.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 30 Eylül 2024