Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
14 Ekim 2013
Kürt Ulusalcılığını Yükseltirken Türk Ulusalcılığını Yadsımak Olanaklı mı?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 11 Ekim'de Türk ulusalcılığını reddeden
bir konuşma yaptı.
İşin daha da vahimi bunu, türban özgürlüğünü savunurken duile getirdi.
Ne dediğine yakından bakalım:
Baktım dün bir grup çıkmış bir şeyler söyleyip duruyor. Böyle bir şey
olamaz diyor.
Ya siz kimsiniz ya!
Millet bu işin kararını vermiş, bu iş bitmiş.
Artık bu ülkede ulusalcı-mulusalcı diye bir şey yok.
Bu ülkede artık millet gerçeği var, bunu göreceksiniz.
Bu ülke hepimizin ülkesi bunu göreceksiniz.
Bu ülke ne kadar erkeklerin ülkesi ise o kadar da kadınların
ülkesidir, bunu göreceksiniz.
Bu ülkede başı açık kardeşlerim ile başı örtülü kardeşlerimin
özgürlüklerini haklarını birbirinden ayıramayacaksınız, el ele beraber
yürüyecekler."
"14 asır önce kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi nasıl bir
cahiliye dönemi alışkanlığı ise 10 yıllar boyunca kız çocuklarını kılık
kıyafetten dolayı dışlamak üniversite kapıların da geri çevirmek de öyle
bir cahiliye alışkanlığıydı ve bu alışkanlık artık son bulmuştur.
Bu sözler islamcı politikacıların kafalarındaki "Erkek egemen feodal kültürün" tüm dogmalarını yansıtıyor:
- Kadın ikinci sınıf vatandaştır, erkeğin istediği biçimde giyinmeli,
yani örtülmelidir.
- Ulusalcılık ümmetçiliğe karşıdır. Bu anlamda din ve mezhep kavramları
etrafındaki bütünlüğü millet olgusu çerçevesinde böler, bu nedenle karşı
çıkılmalıdır.
- Kadın ancak erkek egemenliğini ve ikinci sınıflığı kabul ettiği oranda erkeklerin dünyasında yani kamu yaşamında yer alabilir.
Üstelik Türkiye'de "Kürt açılımı" çerçevesinde Kürt milliyetçiliği çerçevesinde bir yükseliş yaşanmaktadır bugün.
Hem barış, demokrasi ve insan hakları bağlamında yükselen Kürt milliyetçiliğini kabul edeceksiniz, hem de Türk milliyetçiliği kavramını yadsıyacak, yok edeceksiniz...
Ne sosyoljik ne de siyasal olarak böyle bir çelişki olanaklıdır!
Bu hafta Cumhuriyet'teki köşemde bu konuyu işlemeyi düşünüyorum.
Önemli not:
Dün doğum günümdü.
Beni şaşırtacak sayıda çok okurum kutlama mesajı yolladı.
Hepsine çok çok teşekkür ederim; benim için büyük bir sürpriz oldu.
Sağ olsunlar, var olsunlar...
Biz yazarlar zaten ancak okurların zihinlerinde ve kalplerinde yaşadığımız oranda ve sürece var olmuyor muyuz!
