Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
6 Haziran 2011
Bugün Erdal İnönü'nün Doğum Günü.
Dün, Sevinç ve Erdal İnönü Vakfı'nın merkezinde Anadolu Hisarı'ndaki
yalıda Erdal Bey'in 85'inci doğum gününü kutladık.
Bizim çekirdek dostlar grubunun hemen hemen hepsi oradaydı:
Başta her zamanki gibi böyle bir birlikteliğin öncülüğünü yapan Duygu ve Uğur
Büke, Sevil ve Uğur Mengenecioğlu, Ülkü Evner, Sevil Palçalıoğlu, Güldal Göymen ve
Korel Göymen, Nuran ve Tosun Terzioğlu oradaydı.
Sadece Güven ve Yiğit Gülöksüz aramızda yoktu.
Özden Toker Ankara'dan gelmişti.
Gonca ve Ünver Çınar, Güneş Gürseler, Nazlı ve Hayri İnönü, Rabia Çapa,
Ayşegül Ural ve Mehmet Ural, İnönü ailesinin yakın çevresi olarak Sevinç Hanımı
yalnız bırakmamışlardı.
Ayrıca Prof. Saçlıoğlu, ve Erdal Bey'i düzenlediği sempozyum ve
panellerle anmayı hiç ihmal etmeyen Kültür Üniversitesi Rektörü Dursun Koçer
ve eşi de oradaydı.
Daha şu anda hemen aklıma gelmeyen tanıdığım ve tanımadığım dostlar da vardı elbette;
adlarını anmadıklarım lütfen beni bağışlasınlar.
Herkes Erdal Bey'le ilgili bir anısını anlatıyordu.
Örneğin ben Astronomi bilim tarihi hakkındaki çalışmasında Prof. Dursun Koçer
ile işbirliği yaptığını biliyordum ama, bizzat onun ağzından olayı dinlemek ve birlikte
çalışmalarının ayrıntılarını öğrenmek çok ilginç oldu.
Ünver Çınar, onun ODTÜ'deki yönetcilik günlerinden ilginç anılar aktardı.
Sembolik doğum günü pastası kesilirken benim bir konuşma yapmamı istedi davetliler.
Bu isteğin altında hemen hemen birlikte kutladığımız her yılbaşında sataşmalar ve
bağrışmalar arasında yeni yıl nutkunu benim atmış olmamın yarattığı gelenek yatıyordu.
Bu kez şakalaşma ve sataşma yoktu...
Beni saygıyla ve sessizce dinleyen bir gruba konuştum:
Miting meydanlarına bakıldığında, Erdal Bey'in efendiliğine, hoşgörüsüne,
kültürüne her zamankinden daha çok gereksinme duyulduğunu belirttim.
Tam bu anda muzip Duygu Büke, elindeki "Tam Bir Beyefendiydi" yazılı
pankartı açtı.
Erdal İnönü'nün sadece aklı, zekası ve müstesna kişiliğiyle değil, yaptıklarıyla
da Türkiye'deki siyasete damgasını vurduğunu söyledim...
Siyasete yaptığı büyük katkılardan söz ederken, sadece bir projesinden, 1991
yılında Kürt kökenli milletvekili adaylarını SHP listesine alarak Meclis'e sokmuş
olduğundan ve eğer o proje yürüseydi bugün Kürt sorununun çoktan çözüm yoluna girmiş
olacağından söz ettim.
Anımsanacağı üzere, Erdal Bey'in önerisi üzerine SHP listesinden seçilen Kürt
kökenli milletvekilleri Meclis'te Kürtçe yemin krizi çıkarmış ve ayrılmayacaklarını
garanti etmiş olmalarına karşın SHP'den istifa etmişlerdi...
Sonrası malum:
Tutuklanmalar ve şiddetin tırmanışı...
Bugün Erdal Bey'i her zamankinden daha çok özlediğimizi vurguladım.
Eşi Sevinç İnönü'ün her zaman ona destek olduğunu bazen de yolunu
aydınlattığını anımsattım.
İnönü ailesinin, bir büyük aile olarak, kültürüyle daima örnek olmaya devam
edeceğini söyledim ve Erdal Bey'in ışıklar içinde yatmasını dileyerek
sözlerimi bitirdim.
Konuşmamdan sonra Sevinç İnönü ve Özden Toker, Erdal Bey'in
ve İnönü ailesinin, yine Erdal Bey'in önerileriyle Ankara'da kurulan
İnönü Vakfı ve Müze ile ve İstanbul'da kurulan Sevinç ve Erdal İnönü Vakfı
ile devam ettiğini belirttiler.
Erdal İnönü'yü gerçekten çok özlüyoruz.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Ekim 2023