Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

2 Mayıs 2011

Bir İmza Gününden Notlar.

Madem ki facebook ve twitter'da yokum, o halde günün modasına uyarak, kendi sitemde, özel yaşamımdan ve yaptıklarımdan haberler vereyim.

Benim özel yaşamımda ne olur?

Ders, televizyon programı, kitap imzası, konferans, gazete serüvenleri ve benzeri etkinlikler.

Bu hafta Pazar günü, yani dün Remzi Kitabevi'nin Suadiye ve Kanyon mağazalarında imza günüm vardı.

Bunları artık, sizin önerilerine uygun olarak Cumhuriyet'teki köşe yazılarımda haber veriyorum ve çok da yararını görüyorum.

İmzaya gelenlerle küçük sohbetlerim sırasında kimlikleri, meslekleri, imzayı nereden duydukları gibi konularda bilgi ediniyorum.

Suadiye'de imzaya gelenlerin büyük bir bölümü yazılarımdan öğrenmiş imza günümü.

İmzaya başladığımda oluşan sıra, imza bitene kadar hiç bitmedi.

Kimler geldi kimler:

Ünlü manken Tülin Şahin, eşi ünlü şef Mehmet Özer, ünlü psikolog yazar Ebru Üzümcü, eşi ünlü tiyatro ve dizi oyuncusu Levent Üzümcü.

Tülin Şahin'in beslenme, giyim, makyaj konularında çok satan kitapları da var; çok iyi yetişmiş, gerçekten çok kültürlü ve çok yetenekli uluslararası üne sahip bir manken.

Türkiye'nin tanıtım yüzü de seçildi ve çok başarılı.

Bu aralar bir çok ödül alıp duruyor.

Eşi Mehmet Özer Show tv'de yemek programı yapıyor; mutlaka seyredin.

Üzümcüler ile de çok ilginç bir anım var.

Ebru Üzümcü'yü "Bir İlişki 50 Günde Nasıl Kurtulur?" adlı güzel ve mutlaka okunması gereken kitabın yazarı olarak tanıyordum.

Sevgili dostum Prof. Doğan Cüceloğlu'nun bir programına konuk gittiğimde, çekimden önce sohbet ederken oradaydı, kendisini yüz yüze tanımaktan büyük onur duydum.

Eşi Levent Üzümcü de yanındaymış ama ben onu tanımıyordum.

Ne kadar ünlü olduğunu ve gerçekten değerli bir oyuncu olduğunu öğrenince şaşırdım.

Bir yandan gerçekten çok önemli tiyatro oyunlarında oynuyor, bir yandan da çok seyredilen dizilerde.

Herhalde bu satırları okuyanlar onu dizilerden tanır, onun için fazla bilgiye gerek yok.

Ama o günden sonra, kocası kendinden ünlü olan Ebru sürekli olarak "Bak, Emre hoca beni tanıyor ama seni tanımıyordu, ben senden daha ünlüyüm" diye Levent'e takılıyormuş.

İki güzel oğlanla imzaya geldiklerinde bu anıları yadettik ve tabii bütün imzaya gelenlerle bunları paylaşarak bol bol güldük.

Fotoğraf da çektirdik.

Ebru'nun hem facebook'ta hem de twitter'da hesabı var galiba. Herhalde meraklı olanlar bu imza serüvenini oradan da izlerler.

Bu arada adının "S" ile başladığını öğrendiğim ama ismini söylemeyen gizemli bir okurum, internetten bulduğu bir fotoğrafımı büyüterek iki nüsha bastırmış, kitaplarımla birlikte onları da imzalattı, çok ısrar etmem üzerine bir tane de benim için yapıp kitabevine bırakacağını söyledi.

Getirirse bir okur armağanı olarak çerçeveletip asacağım.

İlkokul öğrencilerinden emekli öğretmenlere, işçilere, mühendislere kadar pek çok sevgili okurumla yüz yüze tanışmak, konuşmak fırsatı buldum, çok mutluyum ve hepsine çok çok teşekkür ediyorum.

Birçoğu eşleri ve çocuklarıyla birlikte gelen genç okurlarım ise gerçekten umudumu yeniden yeşertti.

Sonra gittiğim Kanyon'daki kitabevinde aynı kalabalık ve coşku yoktu.

Kadıköy ile Levent-Etiler arasındaki nüfusun niteliklerinin değişik olmasından mı kaynaklanıyordu bu fark bilmiyorum, tam anlayabilmiş değilim.

Belki de Kanyon ile Suadiye'deki kitabevlerinin konumlarından veya müşteri profillerinin değişik olmasından doğan bir farktı.

Yine de orada da bir çok kitap imzaladım ve okurlar azalınca zaten çok yorgun olduğum için sessizce kaçtım.

Gerek Suadiye'de gerekse Kanyon'da beni en çok etkileyenler, sevdikleri adına kitap imzalatanlardı.

Annesine, babasına, oğluna, kızına, eşine, arkadaşına, sevgilisine kitap imzalatan pek çok kişi vardı.

Hatta bir okur, teyzesine bile imzalattı.

İnsanların sevdiklerine benim yazdığım bir kitabı armağan etmeleri beni nasıl onurlandırıyor ve mutlu ediyor bilemezsiniz.

Bu arada kendi adını eşinden önce veya babasının adını annesinin adından önce söyleyen erkeklere fena halde takıldım, "Maçoluk yapmayın, önce kadının adı söylenir" diye.

Sevgili okurlarım, bir insanın değeri başkalarının zihinlerindeki ve kalplerindeki yeriyle ölçülür...

Tabii bir yazarın değeri de okurlarının zihinlerindeki ve yüreklerindeki yeriyle belirlenir...

Beni onurlandıran tüm okurlarıma burada teşekkür ediyor, minnet ve şükranlarımı sunuyorum.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional