Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
26 Eylül 2011
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Arap Ülkelerindeki Konuşmaları ve Okurlarıma
Özel bir Soru
ABD ve Batılı güçler tarafından tezgahlandığı artık kendi resmi belgeleriyle
kanıtlanmış olan ve dünya kamuoyuna "Arap Baharı" diye yutturulmaya çalışılan,
bir diktatörün gidip, bir başka otoriter veya totaliter rejimin geldiği Arap
ülkelerine Başbakan'ın yapacağı geziden esinlenerek ben de Cumhuriyet'teki
köşemde "ABD'nin Siyasal İslam'la Tehlikeli Dansı" diye bir dizi yazı
kaleme aldım.
Dokuza ulaşan bu yazılar sırasında Başbakan Mısır, Tunus ve Libya'da,
bu ülkelerin yeni anayasalarının laiklik ilkesi üzerine kurulması gerektiğini
söyleyen konuşmalar yaptı.
Önce Başbakan'ın dediklerine bakalım.
KAZETE adlı internet sitesinin haberine göre:
'Ben laik değilim ama...
Amerika ve Batı ülkelerinin Ortadoğu'ya artık farklı bir perspektifle bakmaları
gerekiyor. Türkiye ve Mısır bölgenin en önemli iki ülkesidir. Zaten ABD Başkanı
Obama'nın ilk resmi ziyaretlerini bu iki ülkeye yapmış olması da bunun göstergesidir.
Obama'nın Kahire Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada verdiği sözleri tutmasını
umut ediyoruz.
Türkiye'de anayasa laikliği, devletin her dine eşit mesafede olması olarak
tanımlar. Laiklik kesinlikle ateizm değildir. Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak
Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laik bir rejimde
insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır.
Beraber yürüdük...
Ben Mısır'ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik
din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın. Umarım ki Mısır'da yeni rejim laik
olacaktır. Umuyorum ki benim bu açıklamalarımdan sonra Mısır halkının laikliğe bakışı
değişecektir.' "
Siyasal İslam'ın bu ülkedeki en örgütlü ve güçlü temsilcisi durumundaki
Müslüman Kardeşler örgütü ise buna "İçişlerine karışmak" olarak tepki gösterdi
ve "Türkiye Mısır'dan farklıdır" diye yanıt verdi.
KAZETE adlı internet sitesinde bu tepkiler de şöyle yer aldı:
Mübarek dönemin hapse atılan ve şimdi Müslüman Kardeşler'in kurduğu
Özgürlük ve Adalet Partisi'nin Başkan Yardımcısı olan İssam el Eryan ise
Reuters'e şöyle konuştu: 'Türkiye'yi ve Erdoğan'ı saygın liderler olarak
hoş karşılıyoruz fakat onun veya ülkesinin tek başına bölgeye önderlik edip geleceği
şekillendirebileceğini düşünmüyoruz. Arap devletlerinin dışarıdan projelere ihtiyacı
yok. Değişim devrimlerden sonra demokratik olarak içten gerçekleşmeli.'
Reuters, ismi açıklanmayan üst düzey bir Türk Dışişleri yetkilisine
dayanarak yaptığı haberde Erdoğan'ın 'Müslüman Kardeşlere gerekiyorsa
yardım önerdiğini' yazdı. Habere göre Türk yetkili, 'Gelip size ne yapmanız
gerektiğini öğreteceğimizi söylemiyoruz ama isterseniz yardım edebiliriz' dedi.
Başbakan, Radikal'in internet sitesindeki habere göre Tunus'ta da şöyle konuştu:
"Biz demokratik laik sosyal bir hukuk devletiyiz. Anglosakson veya batılı anlamda bir
laiklik anlayışı değil. Kişi laik olmaz. Devlet laik olmaz. (Yanlış yazılmış
herhalde "olur" olacaktı sanırım. E.K.) Bir Müslüman laik bir devleti başarıyla
yönetebilir. Laik bir devlet her inanç grubuna eşit mesafededir. Laik bir ülke her
inancın güvencesidir. Olayın aslı budur. Bu tartışmalara neden olabilir. Biz buna
inanıyoruz böyle çalışıyoruz."
Başbakan Libya'da konuya devam etti, Mısır ve Tunus'ta yaptığı laiklik önerilerine
açıklık getirdi.
Cumhuriyet gazetesinin Haber Portalı'na göre şunları söyledi:
Ben laikliği dinsizlik olarak kabul etmiyorum, laikliği din karşıtlığı olarak
kabul etmiyorum. Partimin programında laikliğin tanımı şudur:
Kişi laik olmaz, devlet laik olur. Bir Müslüman olarak, laik bir devleti
yönetirken bütün inanç gruplarına devlet eşit mesafede olur, Müslüman'a da,
Hristiyan'a da Musevi'ye de ateiste de. Bütün inanç gruplarının inancı o devletin
güvencesi altındadır. Bizim anlayışımız bu.
Burada aykırı düştüğümüz durum varsa bunu her fırsatta, herkesle müzakere ederiz.
Bu söylediğimin de bizim değerlerimize, İslam'a karşı bir yanı varsa lütfen siz de
beni ikna edin."
Başbakan'ın bu sözleri çok tartışma yaratacak cinsten. Önce Siyasal İslam'ın temsilcileri olarak dünya ve devlet yapısının da İslam'a göre düzenlenmesi savunanlar buna bütünüyle karşı çıktı... Arap ülkelerindeki yorumlar biraz daha dikkatli iken, Türkiye'de bazı internet izleyicileri Başbakan'ı "dinsizlikle" bile suçladı... İlgili haberlerin yer aldığı internet sitelerindeki okur yorumlarına bakarsanız bunları bol miktarda görebilirsiniz. Resmi olarak ise bu görüşe bir tek, zaten laikliği devlet düzeninin içine o turtmaya çalışan Tunus'tan tam bir destek geldi... Ötekiler biraz sessiz kaldı. Türkiye'de ise "Birey laik olmaz, devlet laik olur" ve "Bizim laiklik anlayışımız Anglosakson veya batılı anlamda bir laiklik anlayışı değil" sözleri çok eleştiri aldı. Ama ne olursa olsun, Recep Tayyip Erdoğan'ın, sözde Arap Baharı yaşayan ülkelere laikliği önermesi beklenmedik bir çıkıştı ve mutlaka derinliğine çözümlenmesi gerekir diye düşünüyorum... Çünkü olayın arkasında ABD'nin de olduğuna hiç kuşku yok! Bu çözümleme işine girişmeye de niyetliyim... Ve bunu önce Cumhuriyet'teki sütunumda yapmayı düşünüyorum... Ama önce okurlarıma benim açımdan çok önemli bir sorum olacak: Acaba bu konuda yazdıklarımı ve yazacaklarımı, bazı okarlarımın önerdiği gibi, örneğin, "Amerika, İslam ve Türkiye" adlı bir kitapta genişleterek de yazmalı mıyım?.. Bu konu, bir kitap çalışması yapmaya değer mi? Lütfeder de "Değer" veya "Değmez" diye tek kelimelik yanıtlar yollarsanız bana yol göstermiş olacaksınız. Şimdiden ilginize teşekkür ediyorum... Ve "Bir yazarın ancak okurlarının zihinlerindeki yeriyle önem kazandığını" bildiğimi bir kez daha yineliyorum. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 9 Eylül 2024