Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

25 Nisan 2011

"İçimizdeki Zalim" İçin Okurlardan Öneriler.

Sevgili okurlarım, çok teşekkür ederim.

Geçen hafta sorduğum "İçimizdeki Zalim" kitabımın daha çok okunması için neler yapabilirim sorusuna çok sayıda ve çok güzel yanıtlar geldi.

Bu yanıtlarda çoğunlukla dile getirilen öneri, sık sık imza günü yapmam ve imza günlerimi Cumhuriyet'teki sütunumda haber vermemdi.

Geçen haftadan itibaren bu önerinizi yerine getirmeye başladım.

Çok da yararını gördüm.

Mayıs ayının her Pazar günü bir yerde imza günü yapacağım ve bunları sütunumda hem Cumartesi hem de Pazar günleri duyuracağım.

* * *

Bugün iki özel mektubu sizle paylaşmak istiyorum.

İzinlerini almadığım için yollayanların sadece isimlerini belirteceğim.

Birinci mektup beni çok iyi çözümlemiş; o açıdan önemli.

İkinci mektup ise ilginç bir öneriyi dile getiriyor.

Buyrun mektuplardaki ilgili bölümleri birlikte okuyalım:

"Öncelikle söylemeliyim ki net bir fikrim maalesef yok. Sizi, kitabınızın tanıtımını tango yaparak ya da marjinal olmak için hamama girerek düşünemiyorum. Siz eğer tango yapıyorsanız çok sevdiğiniz bir insanla keyifli bir vakit geçirmek istediğiniz için, hamama giriyorsanız da rahatlamak için giriyorsunuzdur. Bilmiyorum çok bilmişlik mi yapıyorum sizin hakkınızda?

Yine de çok küçük bir fikrim var aslında tanıtım konusunda. Ben kitabınızın tanıtımını en iyi okuyucularınızın yapacağını düşünüyorum. 'Babam ve Oğlum' filmi gibi reklam yapmadan, ağızdan ağıza, herkesin birbirine 'muhakkak Emre Hoca'nın İçimizdeki Zalim kitabını okumalısın' dediğini hayal ediyorum. Tabii bu okuyucu tarafından yapılabilecek en güzel, en samimi, en ucuz (maliyet olarak) tanıtımdır. Sizin okurlarınız ile devamlı iletişimde olmanız, kitabınızın tanıtımını okurlarınızdan istemeniz başlı başına bir tanıtımdır diye düşünüyorum.

Sizin tarafınızdan yapılabilecek nedir sorusunun yanıtını bulmakta zorlanıyorum Hocam. Çünkü sizin kendi yaptığı iş ile övünecek ve bunu pazarlayacak bir karakter yapısına sahip olmadığınızı biliyorum. Sizin bir bilim öğrencisi olmanızın yanında kültür ve sanat insanı olduğunuzu da düşünürsek, kültür ve sanat programlarına katılmanız, hatta böyle bir kültür ve sanat etkinliği düzenleyip orada okuyucularınız ile buluşmanız aklıma geliyor ki imza günlerinde yapılan da bu mantığın bir benzeridir. Zaten iyi reklamlar, kullanıcıyı marka ile özdeşleştiren ve kullanıcılarda o marka ile ilgili pozitif çağrışımlar yaptıran reklamlardır. 'Emre Kongar' ismi ile bana çağrışım yapan şeyler: Demokratlık, bilim öğrenciliği, Atatürk, alçak gönüllülük, kültür ve sanat, Yıldız Teknik Üniversitesi, Yorum Farkı, Mehmet Barlas, NTV, ve daha bir sürü şey. Bunlar benim gözümdekiler. Peki Türkiye'deki insanların, okurların gözünde? Sanırım sizi en çok NTV'deki Yorum Farkı programı ile tanıdılar. Bu program vesile olabilir. Mehmet Barlas'ın Demokrasimizle Yüzleşmek kitabınızın tanıtımını bizzat kendisinin olumlu yorumlarla seyirciyle paylaştığını hatırlıyorum. Tabi bu da sizin dışınızda gerçekleşen bir olay. Ama NTV'deki bir kültür sanat programında (bilmiyorum hangisi var) kitabınızla ilgili bir söyleşi olabilir.

Son olarak, 'İçimizdeki Zalim'i henüz okuma fırsatı bulamadım. İçeriğini ise az çok tahmin edebiliyorum. Acaba bu kitabınızın bir tiyatro uyarlaması olabilir mi? Kitabın kapağındaki şeytanın başrolde olduğu.

Sayın Hocam,

Yazıma burada son verirken bu yazıyı daha çok size yazmayı yıllardır ötelediğim için bu konuyu bir fırsat bilerek yazmak istedim. Biliyorum ki sizi en çok onore edecek şeyin kitabınızın çok satmasından daha çok okuyucuların o kitabı özümseyip hayatlarına uygulamalarının olduğudur. Dolaylı olarak çok satmayı da gerektirir tabi bu durum.

Sayenizde 'sorgulamayı' öğrendim diyebilirim. Kitap okumaya sayenizde başladım. Kolay kolay hakkınızı ödeyemem.

Her şey için çok teşekkür ederim,

Faruk ... Öğrenciniz."

Sevgili öğrencim beni çok onurlandırmış.

Bir hoca için yıllar sonra bir öğrencisinden böyle bir mektup almanın değerini kimse ölçemez sanırım.

Kendisine çok çok teşekkür ederim.

Ne mutlu bana ki böyle öğrencilerim var.

İkinci ilginç mektubun ilgili bölümleri şöyle:

"18 Nisan 2011 tarihli 'güncel' yazınızı okuduğumda, tam da şu sıralar üzerine kafa yorduğum bir konuda fikir araştırdığınızı düşündüm. Benim kafa yorduğum konu daha çok 'müzik' satışının/dağıtımının geleceği ile ilgiliydi ama her türlü fikir/sanat eserine de uygulanabileceğini düşünüyorum.

Benim önerim çok basit: Bedavaya dağıtın!

İlk başta kulağa 'çılgınca' gelebilir. (Ne de olsa devir, 'çılgın projelerin' devri değil mi!)

Önerim kitabınızı ücretsiz olarak internete koymanız, mümkün olduğunca yayılmasını sağlamanız ve beğenenlerin bağış (donation) yöntemi ile istedikleri kadar para ödemesine imkan tanımanız.

Bu konu, şu an müzik endüstrisinin de çokça başını ağrıtan bir konu. MP3 dosyalarının bedava bulunabildiği veya Youtube'a girilip, tek tık ile 3 saniye içinde istenilen şarkının dinlenebildiği bu dönemde, müzikten para kazanmanın daha yaratıcı yollarını düşünen birçok müzik füturisti var. Bu şekilde milyonlarca dolarlık para toplamış birçok müzik grubu var. (Ünlü gruplar da var, tanınmamış sanatçılar da)...

Eğer bu konu ilginizi çekiyorsa, size çok daha detaylı bir iş ve pazarlama planı da hazırlayabilirim. Belki de böylece, bilerek veya bilmeyerek bana kazandırdığınız birçok ahlaki ve bilimsel değer için de teşekkür edebilmiş olurum.

Ataer..."

Çok değerli bir mektup daha benim açımdan.

Bir öğrenci...

Yıllar sonra bana yol göstermeye çalışıyor...

Ne büyük onur...

Ne mutlu bana.

Müzik alanındaki sorunu ve bedava indirilme uygulamalarını biliyorum.

Yalnız bunun kitaba uygulanması hele Türkiye'de hele hele benim tarafımdan gerçekleştirilebilmesi çok zor.

Herşeyden önce, Amerika'da birkaç uygulaması olan bu yöntem Türkiye'de işlemez gibi geliyor bana.

Nedenleri çok fazla...

İnternet kullanım oranları, gelir düzeyi, ahlak sorunu, vs vs...

Bütün bunları sıralamak ve tek tek çözümlemek gereksiz...

Ama sadece birini ,"emeğe saygı" öğesini anımsatsam ne demek istediğim anlaşılır sanırım.

Ayrıca bu önerinin benim tarafımdan gerçekleştirilmesi de çok zor.

Çünkü önce kitabın üretilmesi, yani basılması gerek.

Bunu ben yapamam.

Basılmadan önce dijital kopyanın internete bedava konması ve indirenlerin gönüllü olarak para ödemesi olanaklı ama buna da yayınevlerinin izin vereceğini sanmıyorum.

Ayrıca benim koyacağım bir kopya üzerinden para yollanması maliye açısından pek çok vergi sorunu yaratır ki, ben bunlarla uğraşamam.

Kalıyor yayınevinin dijital kopyayı internete koyması.

Bu da çok olanaklı görünmüyor, çünkü biliyorsunuz, dijital kopyalar da idefix'in sitesinde satışa sunuluyor zaten.

Yine de fikir çok ilginç. Yayıncımla konuşacağım, bakalım ne yapılabilir.

Sevgili okurlarım, ilginç önerileriniz ve büyük desteğiniz için çok teşekkür ederim.

Beni onurlandırdınız.

Dilerim, herkesin ama özellikle de bütün anne-babaların, öğretmenlerin, medya mensuplarının ve politikacıların okuması gereken "İçimizdeki Zalim"in kulaktan kulağa tanıtımını yaparsınız.

Zulümle mücadelemize böylece katkıdan bulunur, ülke ve dünya barışına, kadınların eşitliğine biraz daha yakınlaşmamıza yardımcı olursunuz.

Teşekkürlerimi tekrarlıyorum.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional