Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

17 Ekim 2011

Kültür Üniversitesi Öğrencileri ile Bir Gece.

Geçen hafta Çarşamba gecesi sabaha kadar, Abbas Güçlü'nün "Genç Bakış" programında Kültür Üniversitesi öğrencileriyle birlikteydik.

Benimle birlikte sevgili dostum, CNN'de "Medya Mahallesi" adlı medya programını sunan bu nedenle de aramızda "Medya Mahallesinin Muhtarı" diye takıldığımız Ayşenur Arslan da vardı.

Öğrencileri çok beğendim...

Son derece rahat, kendi görüşlerini yansıtan sorular sordular ve yorumlar yaptılar.

Her görüşün temsilcisi vardı:

Türbanlı kızımız "İçinde Allah korkusu olan kadına şiddet uygulamaz" dedi...

Atatürkçü delikanlı, kadına şiddetin çözümünün de Atatürk Devrimlerinde yattığını belirtti...

Bana "Siz istediğiniz kadar yazın, çizin, daha çok kitap yazarsınız ama bu sorunlar çözülmez" diyenler de oldu.

Sevgili Ayşenur'la Habertürk'ün yayınladığı sırtında bıçak olan kadın fotoğrafı konusunda ters düştük:

O, fotoğrafın yayınlanmasına karşıydı, ben konuya dikkat çektiği için yayınlanmasını yararlı buluyordum.

Aşağıdaki metin Abbas'ın değerli ve genç yardımcılarının yaptığı özet:

* * *

"Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta her yönüyle medyada şiddet tartışıldı...

Toplumbilimci Prof. Dr. Emre Kongar ve Gazeteci Ayşenur Arslan'ın konuk olduğu Genç Bakış İstanbul Kültür Üniversitesi'nden canlı yayınla ekrana geldi...

İşte programdan satırbaşları;

Prof. Dr. Emre Kongar - Toplumbilimci

"Bir fotoğraf Vietnam Savaşı'nın kaderini değiştirdi"

- Terör, kadına şiddet, çocuk istismarı, toplumsal olaylar... Hepsini bıraktık, bu olayların nedenlerini, nasıl çare bulunacağını tartışmıyoruz oturduk bu haberi verme, o fotoğrafı neden koyuyorsun diye tartışıyoruz. Bu fevkalade yanlıştır, şekilciliktir, konuların temelinden sapmaktır.

-Türkiye'de hergün bir kadın öldürülüyor, binlerce kadın şiddete maruz kalıyor. Bu erkek egemen, kadını mal gibi gören şiddet kültürü. Üstelik daha da beteri bu kadın tarafından benimsenip çocuklarına aktarılan bir kültür. Biz bunu ve buna karşı birtakım yasal önlemleri konuşalım.

- Eğer Türkiye gerçekten kadına şiddeti çözmek istiyorsa eğitim ve istihdamda kadına pozitif ayrımcılık yapacak bu kadar açık.

O fotoğraf basılmasa bu konu tartışılmazdı.

- Hayatımda ilk ve tek basın davasını Fatih Altaylı'ya açtım, kazandım, tazminat aldım. Hayatımda 4-5 kez el sıkışmak dışında da hiç bir ilişkim olmadı. Ama eğer o gün o fotoğrafı basmasaydı bu konu bu kadar derinlemesine tartışılmıyor olacaktı.

- Şiddetin birçok kaynağı var; ötekileştirme, dogmatizm, feodalite...

Şiddetin sebebi din değil erkek egemen kültür

- Kendi dinimize iftira etmeyelim. Bütün tek tanrılı dinler erkek egemen kültür üzerine gelmiştir. Allah emirlerini feodal toplumlardaki yaşamı düzeltmek için yollamıştır.

Dolayısıyla şiddetin sebebi erkek egemen kültürdür. Bu kültür kimi zaman din, kimi zaman mezhep, kimi zaman kapitalist kisvesine bürünür... Ama hep o feodal kültür kadının ensesinde boza pişirir. Bu kültüre karşı çıkacağız. Bu yapı içinde hangi kadından kahramanlık bekliyorsunuz?

Bir fotoğraf Vietnam Savaşı'nın kaderini değiştirdi

- Türkün aklı gözündedir derler. Bu birçok ülke ve insan için bu geçerli. Bir fotoğraf Vietnam Savaşı'nın kaderini değiştirdi. Bunu da unutmayalım. Fotoğrafı kimin bastığı önemli değil.

Dayakla büyüyen dayak atar

- Tüm araştırmalarda ailelerin yarısında kadınlar, 3'te ikisinde de çocuklar şiddet görüyor. Türkiye'de çocukların ilk öğrendikleri şey şiddet. Dayakla büyüyen dayak atar.

Terör haberleriyle kadına şiddet haberleri çok farklı

- Terör olaylarının abartılması bir anlamda teröristlerin işine yarayabilir. Çünkü terörün amacı zaten korku yaratmak. Ama kadına şiddet olaylarının abartılması kimin işine yarar? Kimsenin. Dolayısıyla terör olaylarının yansıtılmasıyla kadına şiddet olaylarının yansıtılması arasında fark var.

Ayşenur Arslan - Gazeteci

"O kadın" ne düşünürdü?

- O fotoğrafın olduğu gibi verilmesine çok karşıyım.

- Herkes tartışıyor, konuşuyor. Ama aslında bir tek kişiye sormamız gerekirdi "o kadına". Ama soramıyoruz... Onun bedeninin teşhir edilmesine tepkisini bilemize imkan yok. O kadın öldürüldü.

- Bir Budist rahip kendini yaktı ve bunun fotoğrafı Pulitzer Ödülü aldı. Bu örnek veriliyor ama onunla bu çok farklı. Birinde bilinçli olarak kendisini zaten kameraların, objektiflerin önünde konuşlandıran, bir mücadele adına bedenini ateşe veren bir adam var. Bilinçli olarak kendi seçimi bu; "beni görün" diyor. Bu kadıncağızın bedeni çıplak, kanlar içinde, o bıçak orada duruyor... Kadına şiddetin kötü birşey olduğunu anlamak için bu fotoğrafı görmek gerekiyorsa ben hakikaten birşey bilmiyorum.

Medya diye birşey kalmadı asıl bunu konuşalım

- Benim 37 yıllık meslek hayatımda çok net olarak gördüğüm medyanın kullanılması. İktidarlar, egemen kurullar ya da kişiler tarafından...

Terör haberleri neden verilmesin?

- Terör haberlerinden kastımızın ne olduğunu anlamak lazım. Bacağı kopmuş bir adam ya da kadın, ortalık kan revan, ölüler, yaralılar... Bundan söz edilmiyor. Bunlar gösterilmesin. Zaten medya bu konuda Türkiye'nin terör meselesi nedeniyle yıllardır tartışa tartışa biryere geldi. Medyadan şu anda istenen şu; mesela aileleri de göstermeyin, cenazelerde feryat figan ağlamaları da gösteriyorsunuz, vicdan sömürüsü yapıyorsunuz deniliyor. Tamam defalarca verilmesin. Ama burada önemli olan terör meselesini kamuoyunun gündeminden çıkartmak ve sanki böyle bir sorun yokmuş gibi yapmak.

Ben de medya şiddetini yaşadım

- Eski eşimden evliliğim süresince psikolojik ve boşanmak istediğimde de fiziksel şiddet gördüm. Sonrasında eski eşim basına yaptığı açıklamada "Ayşenur 5 kez evlendi, şiddet uygulayan ben değilim, kim bilir hangi eşi" dedi. Ben 5 kez filan evlenmedim. Ama gazeteci arkadaşlar bunu bana sorma gereği duymadan haber yaptılar. Beni ağlatttılar. Yani medya şiddeti diye birşey varsa ben de yaşadım.

Yetmezse cinayetleri canlı mı yayınlayacağız

- Bir kadını öldürmenin kötü birşey olduğunu anlatmak zorunda mıyız? Bir insanı öldürmenin kötü, vahşi birşey olduğunu anlatmak için bunları mı göstereceğiz. Yetmedi ne yapacağız? Cinayetleri canlı mı yayınlayacağız?

Toplum sokağa çıkıp bağıracak

- Bence bu ülkenin giderek büyüyen temel sorunlarından biri toplumun reaksiyon göstermemesi. Reaksiyonlar medyaya, vekillere, kamuoyu önderlerine devrediliyor. Toplumlar bu konuda sokağa çıkıp bağıracak, reaksiyon gösterecek o zaman bir ses duyulur."

* * *

Programın inernetteki kaynakları:

Abbas Güçlü İle Genç Bakış, Ana Sayfa

Abbas Güçlü İle Genç Bakış, Özetler

Abbas Güçlü İle Genç Bakış, FaceBook

Abbas Güçlü Anasayfası - Genç Bakış

* * *

Evet değerli okurlarım, programın özeti bu.

Gördüğünüz gibi Ayşenur Arslan da çok güzel ve doğru noktalara değindi...

Fotoğrafın yayınlanması konusundaki fikir ayrılığımız da programa ayrı bir dinamizm kattı...

Keşke benle aynı fikirde olmayan herkes Ayşenur kalitesinde olsa ve onun gibi tartışsa...

Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dursun Koçer ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Bahri Öztürk, saat 01'e doğru başlayan ve sabah 04 dolayında biten programı başından sonuna kadar dikkatle izlediler ve katılarak anlamlı konuşmalar da yaptılar.

Abbas Güçlü ve ekibini, Kültür Üniversitesi Yönetimini ve özellikle öğrencileri kutluyorum...


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional