Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

13 HAzrian 2011

Bugün Cumhuriyet için yazdığım yazı şöyleydi:

"AKP'NİN GİDİŞİ PEK DEĞİŞMEYECEK AMA...

Bu seçimlerde iktidar ve muhalefet mensuplarının başarı beklentileri, kamuoyunun beklentileri ile pek uyuşmuyordu; bu nedenle iktidarın da muhalefetin de bazı "sürprizler" umut ettiğini söyleyebiliriz.

"Sürpriz" sözcüğünü toplumdaki genel beklentilerin üst sınırları olarak kullandığımı belirtmeliyim.

Seçim öncesindeki genel kamuoyu beklentileri AKP için yüzde 45-51 arasında, CHP için yüzde 23-29 arasında, MHP için de yüzde 10-13 arasında seyrediyordu.

Bir başka deyişle, kamuoyu açısından, iktidar için sürpriz başarı yüzde 51'nin üstü, sürpriz yenilgi yüzde 45'in altı, CHP için sürpriz başarı yüzde 29'un üstü, sürpriz yenilgi yüzde 23'ün altı MHP için ise sürpriz yenilgi yüzde 10'un altı, sürpriz başarı yüzde 13'ün üzeri olacaktı.

BDP bu seçimlere parti olarak katılmadığı için onun oy oranı üzerinde beklenti tahmini yürütmek kolay değildi.

Ama bağımsız adayların kazanacağı sandalye sayısı beklentisinin otuz dolayında olduğu, bu nedenle 28 sandalyenin altındaki sayının sürpriz başarısızlık, otuz ikinin üstündeki sayının ise sürpriz başarı olarak düşünüldüğünü söyleyebiliriz.

* * *

Önce iktidarın sürpriz beklentilerine bakalım:

İktidar mensupları gerek oy oranı gerekse Meclis'teki sandalye sayısı olarak tek başlarına anayasa değişikliği yapacak büyük bir çoğunluğa ulaşmayı umut ediyordu.

Bu umut, oy oranı olarak yüzde 51'in, sandalye sayısı olarak da 367'in üzerindeydi.

Bu gerçekleşmedi.

Yani AKP sekiz buçuk yıllık iktidarını, oy oranı ve sandalye sayısı olarak istediği noktaya taşıyamadı.

Her ne kadar oyunu bir miktar arttırdıysa da, Meclis'teki sandalye sayısı azaldı.

Böylece bugüne dek izlediği politikaları daha baskıcı ve daha dayatmacı bir düzeye taşıyabilmek için gerekli olan sayısal destek olanağından yoksun kaldı.

Elbette bu "büyük çoğunluk" beklentisinin gerçekleşmemesi, AKP iktidarının ne gücünü azaltıyor, ne de bugüne dek izlediği ceberrut yöntemlerden uzaklaşarak daha uzlaşmacı bir yaklaşıma dönme ihtimalini arttırıyor.

Hatta belki uzlaşmaya yönelme olasılığını azaltıyor bile:

Çünkü izlediği uzlaşmaz tutumla aldığı oyların yükselmiş olması, "Biraz daha zorlarsak, biraz daha bastırırsak belki daha iyi bir sonuç alabiliriz" anlayışını, partinin yönetim kadrosuna ve özellikle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'nın tutum ve davranışlarına egemen kılabilir.

* * *

Muhalefetin sürpriz beklentisine gelirsek, CHP kendisi için yüzde 30 veya üzerinde bir oy ve iktidar için de yüzde 40'larda veya hatta bunun da altında düşük bir oy oranı umut ediyordu.

Bu da gerçekleşmedi.

Böylece de AKP'nin bugüne kadar izlediği politikaların önünün kesilmesi umudu suya düştü.

Aynı sürpriz başarı beklentisinin MHP açısından da gerçekleşmediği zaten açık.

MHP her ne kadar baraja takılmayarak Meclis'teki varlığını güvence altına almışsa da, beklediği oy artışını sağlayamadı.

* * *

Bu seçimlerde beklentilerini büyük ölçüde gerçekleştiren ve hatta sürpriz başarı derecesini yakalayan parti BDP'dir.

Yüzde on barajından dolayı bağımsız adaylarla seçime giren BDP, belki oy oranı açısından büyük bir sıçrayış gösteremedi ama Meclis'teki sandalye açısından beklediği sürpriz sayıya ulaşmış görünüyor.

Bundan sonra genellikle PKK terörü biçiminde kamuoyuna yansıyan Kürt sorununun, daha barışçı yöntemlerle Meclis'e taşınacağı beklenebilir.

* * *

Sonuç olarak AKP iktidarının sekiz buçuk yıldır sürdürdüğü politikalarda pek büyük bir değişiklik olmayacağı, siyasetteki tek önemli farkı BDP'nin Meclis'e soktuğu bağımsız adayların yaratacağını söyleyebiliriz.

Tabii CHP'nin yeni Meclis grubunun izleyeceği politikaların da, AKP iktidarını, bir ölçüde de olsa etkileyeceğini beklemek doğru olur.

Ama CHP'nin nasıl bir yol izleyeceğini şimdiden kestirmek biraz zor görünüyor."

* * *

Aslında bu yazıya şimdilik eklenecek çok fazla şey yok.

Belki iyimser bir görüşle, AKP'nin kendi başına iş yapamayacak bir sandalye sayısına düşmesi, Meclis'te Kürt sorunu gibi, yeni anayasa yapımı gibi sorunların çözümü için bir uzlaşma ortama yaratabilir dile bir umuttan söz edilebilir.

Ayrıca CHP'nin Meclis'te sandalye sayısını arttıran tek parti olması da Kılıçdaroğlu'nun başarı hanesine yazılacak bir nokta.

Ama CHP'nin Meclis'te nasıl bir çizgi izleyeceği, partinin yeni genel başkana ve yeni yapılanmaya uyum sağlayıp sağlayamayacağı da ayrı bir soru.

Bu arada tutuklu bulunan sanıklardan Meclis'e seçilenlerin durumu da henüz belirsizliğini koruyor:

Sadece Silivri sanıklarından söz etmiyorum; KCK operasyonları çerçevesinde tutuklu bulunan Kürt kökenli adaylardan da seçilenler var.

Önümüzdeki günler siyaseten büyük bir hareketlilik gösterecek.

Dilerim bütün taraflar sorunların soğukkanlı bir biçimde Meclis'te tartışılarak ve uzlaşılarak çözülmesine katkıda bulunur.

Unutmayalım, tek bir Türkiye var.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional