Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
12 Temmuz 2010
Cumhuriyet'teki Yumuşak Geçiş Kimleri Üzdü?
İlhan Selçuk sonrası Cumhuriyet'teki olası gelişmeleri çözümlemeye
çalışırken geçen haftaki "Güncel"de şöyle demiştim:
Bu sözler Pazartesi günü yayınlandı.
Salı günü yapılan Cumhuriyet Vakfı toplantısında Orhan Erinç'in
vakıf başkanlığına seçilme kararı oybirliği ile alındı.
Tabii buradaki sihirli sözcük: "Oybirliği".
Yani Cumhuriyet'in ortak aklının egemenliği!
Bu "oybirliği" kimleri üzdü acaba?
Hiç kuşkusuz, artık amaçlarının Cumhuriyet Gazetesi'ni çökertmek
olduğu iyice açığa çıkmış olan Ergenekoncuları!
Çünkü sadece gazete manşetlerini süsleyen iddialar, iftiralar, infazlar değil,
aynı zamanda gazete içindekileri birbirlerine düşürmek için yayınlanan telefon
konuşmaları ve benzeri özel yaşam ilişkilerinin abartılarak teşhiri,
Ergenekoncuların önemli hedeflerinden birinin Cumhuriyet'i
yıpratmak olduğunu açıkça gösteriyordu.
Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi iken gözaltına alınıp tutuklanan
Mustafa Balbay, hâlâ içerde...
Vakıf Başkanı olarak imtiyaz sahipliğini yürüten ve gazetenin zaten doğal
karizmatik lideri olan İlhan Selçuk, 85 yaşında Ergenekoncular
tarafından reva görülen muameleye tahammül edemeyen bedeninin iflası ile
aramızdan ayrıldı!
İlhan Selçuk'un ölümünden sonra, gazeteyi yok etmek isteyen
Ergenekoncular için yeni bir umut doğdu:
Acaba içerde bir iktidar kavgası başlatılabilir miydi?
Böyle bir iktidar kavgası gazeteyi parçalayabilir miydi?
Cumhuriyet, böyle bir kavga, kargaşa yaşarsa, okur nezdindeki itibarını
yitirir ve tiraj kaybederek zor duruma düşer miydi?
Bu amaca yönelik iddialar, internet sitelerine, televizyonlara ve hatta
gazetelere yansıdı:
Gazete içinde bir "ideolojik kavga" çıktığı, bu kavganın tarafları olarak
lanse edilen yazarların isimleri üzerinden iddia edildi...
Gazetenin "sermayeye satıldığı" ve "bağımsız kimliğini yitirdiği" yine somut
isimlere dayalı olarak öne sürüldü...
Bütün bunlar Ergenekoncuların ve onların destekçisi olan iktidar yanlısı
medyanın ellerini ovuşturmasına neden oluyordu...
Ama gazete içinde gelinen bugünkü nokta bütün bu beklentileri boşa çıkardı:
Yeni yönetimle, gazetedeki eski uyumun devam edeceği anlaşıldı!
Tabii spekülasyonlar kesilmeyecek...
Tabii Cumhuriyet'i yıpratmak, hatta olanaklı ise yok etmek isteyen bazı
çevreler çalışmalarını sürdürecek...
Tabii bu arada gazete içinde, fikir ayrılıkları, tartışmalar da olacak...
Çünkü Cumhuriyet yazarları birbirlerinin karbon kopyaları değil...
Cumhuriyet'te fikir tartışması olmamasını beklemek, hem gazeteye hem
de yazarların kişiliklerine ve özgür düşünce dünyalarına karşı büyük bir haksızlık olur.
Bu fikir ayrılıkları ve tartışmaların bir kısmı belki medyaya da
yansıyacak, yansıtılacak...
Bazı isimler tahrik edilecek, kışkırtılacak, gazete içinde kavga
çıkartmaya teşvik edilecek...
Olmayan bir hesaplaşma, varmış gibi gösterilmeye, gündeme getirilmeye çalışılacak.
Ama bunların hepsi nafile...
Cumhuriyet, son kararların da açıkça gösterdiği gibi, kritik anlarda,
kuruluş amaçlarına, Nadi ailesine, İlhan Selçuk'a yaraşır bir
bilinçle bütün bu sorunları aşacak ve yaşamını geliştirerek sürdürecektir...
Bu bilinç, hiçbir Cumhuriyet çalışanının veya yöneticisinin gazeteye zarar
verecek yazılara, tahriklere, kışkırtmalara, dedikodulara, spekülasyonlara, oyunlara
ve komplolara alet olmasına izin vermeyecektir...
Okurların içi rahat olsun!
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 16 Eylül 2024