Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
2 Kasım 2009
Mir Dengir Mehmet Fırat'ın Açıklaması Akla Neleri Getiriyor?
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin önde gelen milletvekillerinden
Dengir Mir Mehmet Fırat, çok dikkat çekici ve çok önemli bir
açıklama yaptı:
"Islak imzalı demokrasiye müdahale belgesi ile birlikte gönderilen ve
bir subayın yazdığı belirtilen isimsiz ihbar mektubu ile bizlere bir kaç yıl
önce Sarıkız ve Ayışığı darbelerini ihbar amacıyla gönderilen mektup neredeyse
aynı elden çıkmış kadar benzer. Bu çok şaşırtıcı" dedi.
Dengir Mehmet Fırat'ın konuşması ve iddiası bana Genelkurmay Başkanı
Başbuğ'un şimdi ıslak imzalı olduğu iddiasıyla yeniden medya tarafından
gündeme getirilen yazının ilk servis edilişi sırasında yaptığı basın toplantısında
söylediklerini anımsattı.
Başbuğ bu toplantıda şu görüşleri dile getirmişti:
"1) Türk Silahlı Kuvvetleri Anayasa'ya bağlıdır...
Demokrasi karşıtlarını içinde barındırmaz.
2) Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı 'örgütlü olarak gerçekleştirildiği
düşünülen' bir 'karalama ve yıpratma' kampanyası', 'medya üzerinden asimetrik
bir psikolojik harekat' yürütülmektedir...
3) Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı 'kurgulanmış olaylarla' yürütülen
bu harekat, ülkemizin var olma sorununu (bekasını) gündeme getirmiştir.
4) Muhtıra söylemlerinde bulunanlar iyi niyetli değildir.
Halk da bu söylemlerden usanmıştır.
5) Askeri yargı bağımsızdır, pek çok Avrupa Birliği ülkesinde de vardır.
Bu olayda da yetki askeri yargınındır.
6) Bir takım bilgi ve belgeler medyaya özel olarak ve saptırılmış bir biçimde servis edilmektedir.
7) Tartışma konusu olan 'belge' belge değildir, bir kağıt parçasıdır...
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığı değerlendirilmektedir...
Belgenin üzerinde tarih olmadığı halde medya tarafından Nisan 2009'da üretildiği iddia edilmektedir.
8) Bu belgeyi kimin ürettiğini bulmasını sivil yargıdan istedik.
Devletin istihbarat organları ve yargısı bu konuda çalışacaktır.
9) Çeşitli kesimler TSK üzerinden kendilerini siyasi olarak tanımlama gayretlerinden vazgeçmelidir.
10) TSK, kendisine karşı girişilen bu harekat karşısında sessiz kalmayacaktır...
Bütün hukuk yollarına başvuracak, yasal ortamlarda sorunları dile getirecek, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da konuyu tartışmaya açacaktır.
10) Kimse TSK içinde cadı avı başlatılmasını beklemesin.
11) Artık Silahlı Kuvvetler üzerinden elinizi çekiniz."
Dengir Mehmet Fırat'ın söyedikleri, Başbuğ'un basın toplantısında
dile getirdiklerini ve "saldırı" iddialarını yeniden gündeme taşıdı.
Şimdi merak edilen konu şu:
Kimdir bu Başbuğ'un sözünü ettiği 'TSK'ya karşı medya üzerinden
asimetrik bir psikolojik harekat' yürütenler?
Bir de Başbuğ'un 'TSK üzerinden kendilerini siyasi olarak tanımlama
gayretlerinden vazgeçmelidirler' diye hitap ettikleri kimlerdir, onu
merak ediyorum!
Acaba tam "Kürt Açılımının" bir fiyasko ile sonuçlandığı sırada yeniden
medya tarafından ortaya atılan bu "ıslak imza" işini de onlar becermiş olmasınlar?
Ama bu soruların yanıtlarını kim verecek ki?
İlgililer şimdi "Islak imza makinesini" ithal eden ve polis olduğu
iddia edilen iki kişiyi bile aramıyor.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024