Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
16 Kasım 2009
Kürt Açılımı Projesi Tek bir Alanda ve Dayatmacı Olabilir mi?
AKP iktidarı, Kürt Açılımı'nın adını Demokratik Açılım olarak değiştirdi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay Meclis'te yaptığı konuşmada uzun uzun
demokrasinin ve adaletin erdemlerinden söz etti Kürt Açılımı'nı sunarken.
Tam da Yargıtay'ın ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın dinlendiğine ilişkin
haberler kamuoyuna yansıdığı sırada.
Türkiye artık bir "polis devletinin" pençesine düşmüş görünüyor:
Herkesin dinlendiği, herkesin izlendiği ve herkesin fişlendiği bir polis devleti.
Tabii buradaki "herkesin" sözcüğü bütün nüfusu kapsamıyor ama kimsenin,
hiçbir kurumun ve makamın dinlenmeden muaf olmadığını belirtiyor.
Bu ortamı yaratan bir iktidar nasıl demokrasiden ve adaletten söz edebilir?
Ayrıca hapishaneler 50 yıldan beri ilk kez yeniden profesör, gazeteci, yazar
konuklarını ağırlamaya başladı.
Bütün bunlar kamuoyunun gözü önünde olup biterken AKP iktidarının Kürt Açılımını
"Demokratik Açılım" adı altında savunması ne denli inandırıcı olabilir ki?
Meclisteki tartışmalar sırasında CHP'yi ağır biçimde suçlayarak salonu terk
etmesine neden olan Başbakan'ın "Siz olmadan daha rahat konuşuruz" yorumu bir
uzlaşma arayışından çok bir dayatmacı tutumu sergilemiyor mu?
Bu ortamda bu yöntemlerle kim inanır açılımın "demokratikliğine?"
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Eylül 2024