Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
2 Haziran 2008
Yasal Dinlemelerden de Yasa Dışı Dinlemelerden de Hükümet
Sorumludur.
Artık herkesin dinlendiği 1 Haziran tarihli gazetelerde yayınlanan
resmi belge ile kanıtlandı.
Herkesin sabit telefon ve cep telefonu konuşmaları ile internet
üzerinden haberleşmeleri yasal olarak mahkeme izniyle Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından dinleniyor.
Tabii kayıt da yapılıyor.
Bu dinlemeye ilişkin mahkeme kararı, İstihbarat Daire Başkanı
Ramazan Akyürek tarafından yapılan talep üzerine Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınmış.
Ayrıca bir de yasal olmayan dinlemeler var.
Bunlar da, gerekli olan teknik araç gereç açısından sadece bazı
kurumlar tarafından yapılabilir nitelikte.
Ne tesadüf ki, dinlenenler sadece iktidardaki AKP'nin karşıtı
görüşlere sahip olanlar.
Ne tesadüf ki, dinlenip kayda alınan AKP aleyhtarı konuşmalar
genellikle iktidar yanlısı medyada yayınlanıyor.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın ne biçimde dinlendiğinden
çok, dinlenen konuşmanın, iktidarın tetikçisi gibi davranan, pek çok
aydını hedef gösterip vurulmalarına yol açan, en son Danıştay
cinayetinde de aynı hedef gösterme işlevini yerine getirmiş olan
Vakit gazetesinde yayınlanmış olması önemlidir.
Ayrıca önümüzde çok daha tedirgin edici bir örnek var:
Cumhuriyet Gazetesi'nin imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan
Selçuk'un dinlenerek kaydedilmiş konuşmaları, akrabaları ile
yaptığı özel konuşmalar dahil, yine iktidar yanlısı gazetelere
sızdırılmıştır.
Bırakın bu sızdırmanın yasak olmasını, ayrıca soruşturma üzerinde
mahkemece alınmış bir de yayın yasağı vardır.
Sorgulama esnasında gündeme getirilen bu telefon kayıtlarının
gazetelere sızdırılmasının iki kaynağı olabilir:
Birinci kaynak emniyet güçleri, ikinci kaynak ise adalet güçleridir.
Bu sızdırma işlemine karşı ne yapılmıştır?
Hangi müeyyide uygulanmıştır?
Yüksek rütbeli komutanların, YÖK Başkanı'nın konuşmaları internet
sitelerinde, iktidara yakın gazete ve televizyonlarda
yayınlanmaktadır.
Bunlara karşı ne önlem alınmaktadır?
Türkiye'deki telekomünikasyonu denetleyen Türk Telekom şirketinin
son derce tartışmalı bir siyasal kişiliğe sahip olan ve sonunda bir
suikasta kurban giden Lübnanlı işadamı Hariri'in ana şirketinin
bir yan kuruluşu olması, ülkedeki iletişimin gizliliği ilkesinin
zedelenmesindeki sıkıntıları zihinlerde daha da arttırmaktadır.
Türkiye'nin hızla siyasal açıdan bir "Çoğunluk Diktatörlüğüne"
kaydığını ve bu kayışın dinci eksende gerçekleştiğini herkes görüyordu.
Şimdi bu siyasal ve toplumsal kayışa bir de "Polis Devleti"
yöntemleri eklendi.
Allah sonumuzu hayretsin!
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 16 Eylül 2024