Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
9 Nisan 2007
AKP'nin diktatörlük eğilimleri ortaya çıktı bile.
Türk demokrasisinin onulmaz hastalığı, seçimle gelenlerin
kendilerinde her türlü demokrasi ihlalini yapacak hakkı görmeleri
sendromu AKP'de iyice belirginleşti.
Zaten dinci totaliter ideolojisi gereği demokrasiye inanmayan
AKP kadroları, sağcı gelenekten gelen yozlaşma eğilimleriyle
birlikte, medya özgürlüğü, gösteri özgürlüğü gibi özgürlüklere
karşı tahammülsüzlüğünü göstermeye başladı.
Doğan grubu, grup içindeki tek tutarlı muhalif gazete olan
Gözcü'yü kapatırken, TMSF, aralarında bir ibra sözleşmesi
olmasına karşın, Ciner ile Bilgin'in eski tarihli bir
anlaşmasına dayalı olarak Ciner grubunun medya kuruluşlarına
el koydu.
Aralarında Sabah gazetesi, atv televizyonu ve
dağıtım şirketi de olan Ciner grubu, Doğan grubundan
sonra Türkiye'nin ikinci büyük medya kuruluşu idi.
Başbakan 14 Nisan'da kendisinin Çankaya'ya çıkmasını protesto
için Ankara'da yapılacak siyasal mitinge karşı hem (İnönü
Üniversitesi'nde bu mitinge katılmayı sağlamak için sınavların
ertelendiği gibi) yalan haberlere dayalı yorumlar yaparak, hem de
(sanki bu mitingi bir siyasal partinin düzenlemesi suçmuş gibi)
CHP'yi suçlayarak hücuma geçti.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler yaklaştıkça,
muhalefette iken verdiği "dokunulmazlıkları kaldırma"
"yolsuzluklarla mücadele" gibi sözleri zaten rafa kaldırmış
görünen AKP, demokratik anlayıştan iyice uzaklaşmaya başladı.
Bu parti bir de hem Meclis'i hem de Çankaya'yı denetime alırsa
vay o demokrasinin haline!
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 17 Mart 2025