Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
10 Eylül 2007
AKP, İslam'ı mı demokratikleştiriyor, yoksa Demokrasi'yi mi
İslamlaştırıyor?
AKP yandaşı eski solcular ve yeni liberaller, "AKP iktidarı
desteklenmeli; bu iktidar İslamı demokratikleştiriyor" diyor.
Ben tek tanrılı dinlerin zaman içinde demokratikleşmelerinin ve laikleşmelerinin yani laik ve Demokratik bir düzenle birlikte yaşamalarının olanaklı olduğuna inanıyorum.
Pek çok Hıristiyan ülkede bu gelişme ve değişmeyi gözlemliyoruz.
Müslüman ülkeler arasında ise, Türkiye Cumhuriyeti (tek ve biricik de olsa) İslam'ın da laik ve Demokratik bir rejim içinde yaşayabileceğini kanıtladı.
Ama siz bunu gelin de köktendinci ulemaya veya militanlara anlatın:
Onlara göre Allah'ın yarattığı insan toplumları, Allah'ın emirlerine göre yönetilir, insanların yaptığı yasalara göre değil.
Tabii Hazreti Peygamber'imiz Rahmeti Rahman'a kavuştuğuna göre, günün değişen koşullarına göre Allah'ın emirlerini kim tebliğ edecek pek beli değil; genellikle bir İmam veya bir Ulema Meclis'i bu işlevi görüyor ve onların yorumları Allah'ın emri sayılıyor.
Tabii bu köktendinci görüşlerin demokratikleşmesi olanaklı değil.
Ama ben yine de Müslümanlığın da laik bir ülkede yaşayabileceğine inanıyorum, Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti deneyimini, bu nedenle insanlık tarihi açısından çok önemli buluyorum.
Şimdi dinciler ve ona destek veren eski solcular ve liberaller, AKP iktidarının, İslami kökenden gelen bir yönetim olarak, temsil ettiği dinci görüşü yani İslam Devleti modelini demokratikleştireceğini savunuyorlar.
Oysa burada unutulan nokta, Türkiye'de İslam'ın zaten demokratikleşmiş olduğu, köktendinci İslamcı grupların bu demokratikleşmeyi geri çevirmek istedikleridir.
Yani mevcut rejimden İslam adına geri gidiş, Demokrasiyi ortadan kaldıracaktır.
Bu nedenle ısrarla tesettürü kamu alanına sokmaya çalışan, eğitimi İslami temellere dayayan AKP'nin, Anayasa'da ve yasalarda yapacağı değişikliklerle uzun vadede mevcut laik ve Demokratik rejimimizi İslamlaştıracağını ve böylece Demokrasi'nin ortadan kalkacağını düşünüyorum.
Üstelik bu oluşum mutlaka sert yasaklar ve keskin yasalarla değil, başta Anayasa değişikliği olmak kaydıyla, yumuşak geçişlerle teşvik edilen "mahalle baskısı" yoluyla gerçekleştirilecek.
Son haftanın iki olayını anımsayalım:
Artık şehirlerarası otobüslerde yolcular (sanki şehirlerarası seyahat eden Müslüman "seferi" sayılmazmış ve namazı "kazaya" kalmazmış gibi) zorla namaz molası verdiriyor
Oryantal dansözler, üstelik kendi örgütleri aracılığıyla ve gönüllü olarak, kıyafetlerine, göbeklerini ve bacaklarını fazla göstermeyecek giyim standartları getirmek istiyor.
Bilmiyorum fazla söze gerek var mı?
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024