Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

27 Mart 2006

AKP'de Neler Oluyor?

AKP Meclis Grubu'ndan eleştiri sesleri yükselmeye başladı.

Milletvekilleri, yolsuzluk ve ekonomik sorunlar konusunda "çatlak sesler" çıkarıyor.

Öne sürülen eleştiriler daha çok Unakıtan olayı, merkezi yönetimin ve yerel yönetimlerin verdikleri ihaleler (tabii bu arada özelleştirme), ayrıca da ekonominin ithalat bağımlısı haline gelmesi ve satılacak bir şey kalmamasından kaynaklanan bir dar boğazın ortaya çıkması üzerinde odaklanıyor.

Bu arada başta Başbakan olmak üzere AKP yöneticileri, toplumu, türban, İmam-Hatip eğitimi, YÖK, Türk Silahlı Kuvvetleri, Cumhurbaşkanı'nın yetkileri gibi konular üzerindeki tartışmalar bağlamında koşullandırmaya devam ediyor; sanki başka konu yokmuş gibi, toplumu bu sorunlar üzerinde germeyi sürdürüyor.

Böylece, büyük bir olasılıkla, dikkatleri asıl sorunlardan çekip, kendi tabanına mesaj vermeye, eski İslamcı siyasette kullandığı simgeler üzerinden popülizm yapmaya çalışıyor.

Bu politika tutar mı?

Dış sorunlar yoğunlaşıyor:

Kıbrıs Rum Yönetimi'ne limanların ve hava alanlarının açılması ile AB müzakerelerine ilişkin sorunlar, birbirine bağlı bir biçimde ciddiyetini arttırarak sürdürüyor.

Irak bir cehenneme dönüştü.

İran konusunda Amerikan'ın tutumu, kriz üreten niteliği ile ortada ve o da büyüyor.

Ekonomik göstergeler iyi gibi ama, reel ekonomi kriz içinde; gün geçmiyor ki kapanan bir işletme, bunalıma giren tekstil sektörüne ilişkin bir haber medyada yer almasın.

Halkın alım gücü çok düşük, gelir dağılımı adaletsizliği büyüyor.

Daha da önemlisi, genel gidişin sonunda bir ışık görünmüyor; bir süre sonra bu gidişin düzeleceğine ilişkin bir umut yok.

Tam tersine işlerin daha da kötüye gideceğine ilişkin beklentiler var.

İşte böyle bir olumsuz süreç içinde, AKP yönetiminin yapısal önlemler bazında çıkış yolları arayacağına, yandaşlarını destekleyen ekonomik ve mali politikaları, yolsuzluk iddialarına konu olan uygulamalar gibi konulara odaklanmış olması, parti içi muhalefeti yaratmış görünüyor.

Tabii bu oluşumda, seçimlerin yaklaşması, herkesin kendi sandalyesine ilişkin kaygılarının başlamış olması ve genel bir iktidar yorgunluğu da önemli rol oynuyor.

Bunlara bir de, bugüne kadar "Ilımlı İslam modeli" çerçevesinde AKP'ye destek vermiş olan Amerika'dan bile yükselen "Türkiye radikal İslam'a mı kayıyor?" kuşkularını ekleyin...

Sanıyorum bahar ayları Türkiye'deki iktidar partisinin sorunları açısından yeni oluşumlara ve yeni sürprizlere gebe.