Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
7 Haziran 2004
AKP iktidarı, yerel seçimler sonrası planladığı büyük dönüşüm
projesini uygulamaya koyunca, özellikle YÖK ve İmam-Hatipler
konusundaki görüşleri nedeniyle, beklendiğinden daha çabuk ve daha
yaygın tepkiler aldı.
Dışardan ve özellikle ABD'den de destek alan, demokratik rejimi,
demokrasinin şemsiyesi altında "Ilımlı İslam"a dönüştürme projesinin
ilk hedefi laiklik ve laik eğitimdi. İktidarın bu konudaki projeleri
en azından "şimdilik" kaydıyla durdurulmuş görünüyor.
Tabii bu "geri duruşun" altında kendilerinin açıkça ifade ettikleri
bir "kararlılık" var: Yani uygun zaman beklenecek.
Ama bu arada iktidarın rejime karşı duruşu da toplumda daha iyi
anlaşılıyor. Örneğin TÜSİAD, yavaş yavaş, temsil ettiği sınıfın
demokratik rejime bağlılığını ifade etmeye başladı.
Son derece sağlıklı olan bu tutum, hiç kuşku yok ki, bir süre
sonra, varlıklarını demokratik rejime borçlu olan öteki sınıflar ve
kesimlerce de desteklenecek.
Bu arada "Ilımlı İslam" konusundaki dış destek de özellikle Avrupa
Birliği açısından yavaş yavaş azalma eğilimine girdi.:
Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ve demokratik kimliği uluslar arası
platformlarda da öne çıkıyor. Zaten Avrupa Birliği bakımından başka
bir seçenek de söz konusu olamazdı.
Bu durumun iktidar ile AB arasındaki ilişkilerde ilerde bir
ayrışmayı gündeme getirmesi de beklenebilir.
Öte yandan ABD'nin Türkiye'yi "Büyük Orta Doğu Projesi" kapsamında,
İslam Alemi'ne karşı silahlı bir güç olarak kullanmak istemesi,
çelişkileri daha da keskinleştirecektir.
Türkiye'deki iç ve dış çelişkiler ortaya çıktıkça, demokrasi
güçlenecek, dış sorunlar daha kolay çözülecek, ama AKP iktidarının
işi gittikçe güçleşecektir.
Bilmiyorum AKP'nin bu iç ve dış çelişkileri algılayabilecek ve
bunalım dönemlerindeki sorunları çözebilecek kadroları var mı?
