Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
5 Ocak 2004
Türkiye'de siyasetin en önemli sorunu, siyasetçilerin
söylemleriyle eylemlerinin birbirini tutmamasıdır.
Kaba bir biçimde ifade etmek gerekirse, politikacılar
Türkiye'de geniş halk kitlelerini, yalan söyleyerek aldatmaktadır.
Seçim öncesinde yapılan vaatler, verilen sözler seçim
sonrasında unutulur, projeler rafa kaldırılır ve halkın belleğinin
zayıflığına güvenilir.
Ne yazık ki, bu gelenek, çok partili düzene geçildiğinden
beri esas olarak böyle işlemektedir.
En klasik örneği, Birinci Menderes Hükümeti'nde, iktidarın
işçilere temel hakların verileceğini ilan edip, hiçbir hakkı vermemesidir.
İşin ilginç yanı köylülükten kurtulamamış olan 1950ler
Türkiyesi'nde, Demokrat Parti bir sonraki seçimlerde, bu
vaatlerini tutmadığı için oy kaybına uğramamış, tam tersine
oylarını arttırmıştır.
Belki de bu geçmişin etkisiyle, politikacıların verdikleri sözleri
yerine getirmemeleri artık gelenekselleşmiş bir davranış haline gelmiştir.
Aynı yanlış eğilimi ne yazık ki, AKP iktidarı döneminde de gözlemliyoruz.
Seçim öncesi milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıracağı sözünü
veren AKP, üstelik de "adalete güvensizlik" gibi bir garip gerekçeyle, üstüne
üstlük rakiplerini mahkemeye sevk kararı alırken, dokunulmazlıkların
kaldırılmasından vaz geçtiğini ilan edebilmiştir.
Bir yandan üniversiteler, TÜBİTAK, Türk Silahlı Kuvvetleri, Cumhurbaşkanlığı
ve mahkemeler gibi devlet kuramlarıyla zıtlaşan AKP öte yandan seçmene "yağma"
konusunda verdiği sözlerden dönerek, güvenilirliğini tartışmaya açmaktadır.
Bu davranışlarının, sadece kendisine oy kaybettireceğini değil, aynı zamanda
Türkiye'ye önemli maliyetleri olacağını bilmelidir.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 9 Eylül 2024