Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
7 Ekim 2002
Türkiye yeni bir seçime giderken, dış politika konusunda çok önemli iki
gelişme kapımızda:
Birincisi, Amerika Bileşik Devletleri'nin Irak müdahalesi ve buna bağlı
olarak Kuzey Irak'ta kurulmakta olan Kürt devleti sorunu karşımızda.
Amerika'nın Irak'a müdahalesi karşısında Türkiye'nin takınacağı tavır ve
Kuzey Irak'ta kurulmakta olan Kürt devleti ile olan ilişkileri ve belki de
hepsinden önemlisi, bir savaş çıktığında Türkiye'ye sığınacak olan Kuzey
Iraklıların durumu yakın gelecek için çok önemli sorunlar oluşturuyor.
Unutmayalım ki geçmişte Irak'lı mültecilere kapılarını açan Türkiye bu
mültecilerin yaşadığı kamplardaki koşullar yüzünden dünya basınında büyük
bir haksızlığa uğramış ve konu tam tersi bir biçimde çarpıtılarak, Kürt
kökenli mültecilere kollarını ve yüreğini açan Türkiye, kamplardaki zor
yaşam koşulları bahane edilerek, Kürt ayrımcılığı ile suçlanmıştı.
Önümüzdeki ikinci sorun Avrupa Birliği'nin Aralık ayındaki Kopenhag
zirvesinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tam üye olarak kabul etme kararı.
Bu karar uygulandığı takdirde bir yandan Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetiyle birleşme kararı, öte yandan Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Avrupa
Birliği içinde Türkiye'ye karşı, Yunanistan'la ittifak ederek,
sorunlarımızı çözümsüz hale getirme eğilimi, önümüzde başa çıkılması çok
zor bir sorunlar yumağı olarak duruyor.
Beni üzen nokta, seçimlere giderken, iktidara adaylığını koyan siyasal
partilerin bu iki soruna da değinmekten adeta özenle kaçınmaları.
Oysa iktidar demek sorumluluk demektir. Önümüzdeki seçimler sonunda
oluşacak iktidarın karşılaşacağı en önemli iki sorun ise Kuzey Irak'taki
Kürt devleti ile ilişkili olarak Amerika'nın Irak müdahalesi ve Güney
Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tam üyeliği ile ilgili olarak Avrupa Birliği
sorunudur.
Bu ne biçim bir seçim propagandası dönemidir ki, partilerin hiç biri bu
sorunlara değinmemektedir.
Oysa kamuoyunun şimdiden, bu sorunlara karşı geliştirilecek seçenekli çözüm
önerilerini tartışmaya büyük bir gereksinmesi vardır.
Dilerim, seçimlere kadar önümüzde olan yaklaşık bir aylık sürede bu
sorunlar ve çeşitli çözüm önerileri de kamuoyu önünde tartışılsın.
Yoksa zaten yağmacı bir kültürün egemenliği sonunda iç politika bakımından
bütünüyle yozlaşmış olan demokratik rejim, dış politika açısından da
önemini ve değerini yitirecek.
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 11 Kasım 2024