Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
4 Mart 2002
Türkiye medyanın işgüzarlığından dolayı boşuna enerji ve zaman kaybediyor.
Zorlama yorumlarla, uydurma gündem yaratma çabaları ne gazetelere ne de
televizyonlara yarar sağlar. Zorlama yorumlarla manşetlere taşınan "İlhan Selçuk'un birleşik
solun başkanlığına soyunması" ya da "İlhan Selçuk ile MHP'nin
Kuvay-ı Milliye ruhu çerçevesinde ittifakı" ve bunların çervesinde koparılan
fırtına anlamsız konularda "havanda su dövmek" oluyor. Bugün asıl gündem maddelerini ne yazık ki, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri
çerçevesinde gündeme gelen idam cezası ile Kürtçe yayın ve eğitim yapma yasağının
kaldırılması oluşturuyor. "...Ne yazık ki Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri çerçevesinde gündeme gelen..."
diyorum, çünkü bu sorunların, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizden bağımsız
olarak, kendi rejimimizi geliştirmek ve sorunlarımızı çözmek açısından tartışılmaları
daha sağlıklı olurdu. İşin daha acıklı tarafı, idam cezası ve Kürtçe yayın konusunda yaşanan "şizofrenik durum": Yıllardır ülkemizde idam cezası uygulanmıyor. Yani zaten idam cezası fiilen kalkmış
durumda. Hal böyle iken, konuyu sadece PKK ve Abdullah Öcalan sorununa
indirgeyip, mevcut gerçeği onaylamakta duraksamak bence çok yanlış. Türkiye Cumhuriyeti,
devletin vatandaşlarını hangi koşul altında olursa olsun idam etmediği bir devlet olmalıdır.
Cinayetlerle de terörizmle de, idam cezası uygulamayan bir devlet anlayışı içinde çok daha
rahat mücadele ederiz. Kürtçe yayın da zaten yapılıyor. Kürtçe eğitime gelince, bunun çözümü açık ve basit:
Devletin böyle bir eğitim yapması ne gerekli ne de zorunlu. Bırakalım, isteyen Kürtçe
kursu açsın, isteyen de gidip öğrensin. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024