Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
3 Haziran 2002Ecevit siyasetteki bütün deneyimini yeni kurduğu DSP'ye taşıdı. Kendisinin İsmet Paşa'ya yaptığı yapılmasın diye, milletvekili adaylarını tek tek eliyle seçti. Parti örgütünü kurumlaştırmadı, kendi varlığı dışında ona bir kimlik vermedi. Tabanı olan politikacıyı yanında tutmadı. Sonunda tam anlamıyla bir Tek Adam Partisi kurdu. İşte sonuç ortada: Tek Adam hastalanınca, bırakınız partiyi tüm ülke bunalıma girdi. Deniz Baykal da, CHP'yi barajın altında bırakıp istifa ettikten sonra, yeniden genel başkanlığa dönerken, artık partisinin içinde DSP'deki Ecevit modelini uygulayacağını söylemişti. Söylediğini de yaptı: CHP'de parti içi demokrasi son buldu. Bence Ecevit'in hastalığından alınacak en büyük ders, otoriter genel başkanlık sisteminin partiyi de ülkeyi de götürdüğü yerin pek hayırlı olmadığıdır. Tabii bu yazıyı bütün okuyanlar benim çok saf olduğumu, hiç bir genel başkanın otoriter yetkilerinin kısılmasına razı olmayacağını söyleyecekler. Ben de ülkenin içinde bulunduğu bunalımın esas olarak üç kağıtçı ve sahtekâr politikacılardan kaynaklandığını ve değişmez genel başkanlık rejiminin bu sistemin ana beslenme kaynaklarından biri olduğunu söylemeye devam edeceğim. Bakalım Murat Karayalçın'ın yeni yeni kurduğu SHP'deki uygulamalar gerçekten hem parti disiplinini koruyacak, hem de parti içi demokrasiyi çalıştırabilecek mi?
|
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024