Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

18 Şubat 2002

Alevilerin derneklerinin "mezhepçilikten" kapatılması, bugünkü ortamda çok yanlış bir karar. İlgili mahkeme bu yönde bir karar oluşturduğuna göre hiç kuşku yok ki bu kararın hukuki temelleri vardır. Tabii bu temellerin ne denli hukuka uygun olduğuna Yargıtay karar verecek.

Kanımca Yargıtay bu kararı bozar. Çünkü daha 1960'lı yıllarda, "Nurcular" için açılan bir davada, Yargıtay üç kişilik bir bilirkişi kurulunun kararına dayanarak, "Nurcuların" tarikat değil, "cemaat" olduğuna ilişkin karar vermiş ve "Nurculuğu" serbest bırakmıştı.

Değerli basınımız olayı bir de bu yönden irdelese ilginç olur: Türkiye'de Nurculara tanınan özgürlükler, Alevilere tanınmayacak mı?

Tabii Cumhuriyet gazetesi dışındaki "büyük basının" olaya hiç ilgi göstermediği de bir başka gerçek.

Bu vesile ile din ve mezhepler ile iktidar, özgürlük ve demokrasi arasındaki klasik bir ilişkiye dikkati çekmek isterim:

Hangi din ya da mezhep, (Orta Çağ'dan günümüze kadar) iktidardaki gücün (yönetimin) inancı olmuşsa, aynı zamanda iktidarın baskısının ve dolayısıyla zulmün de bir aracı haline dönüşmüştür zaman zaman.

Buna karşılık hangi din ya da mezhep, sürekli olarak muhalefette kalmışsa, özellikle günümüzde, demokrasinin ve özgürlüklerin savunucusu haline gelmiştir. İşte Aleviliğin Türkiye'de demokrasinin güvencelerinden biri olmasının altında bu tarihsel ve toplumbilimsel gerçek yatmaktadır.

Bir devlet kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sadece Sünni-Hanefi inancı temsil etmesi, ve özellikle de Alevileri dışlaması, gerçek laiklik ile bağdaşır bir durum değildir. Bir de Alevi derneklerinin yasaklanması bu çelişkinin üzerine tuz biber ekmiştir.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional