Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Parlemento içi mevcut partilerin başarısızlıkları Türkiye'de gerçek sosyal demokrat yaklaşımları yeniden gündeme getirdi ve umudun politika değişikliği anlamına gelen sosyal demokrat çizgide oluştuğu ortaya çıktı.

Bu rüzgardan yararlanması beklenen CHP ise ne yazık ki, örgütsel açıdan hizipçi, ideolojik ve siyasal açıdan ise hem çağ gerisi olan hem de zaten çok sık söylem değiştirildiği için güven vermeyen politikalar yüzünden küçülmeye devam ediyor.

Bu durumda, "siyaset boşluk kaldırmaz" ilkesinin bir sonucu olarak, solda yeni partilerin gündeme gelmesi kaçınılmazdı.

Bu satırların yazıldığı sırada Erdal İnönü'nün de CHP'den istifası kesinleşmişti.

Solda tek parti mi birden çok parti mi kurulur? Kurulan parti ya da partiler, yine "profesyonel politikacıların klasik hatalarıyla malûl" olur mu? Liderlik sorunu nasıl çözülür, kim ya da kimler lider olur? Yeni parti ya da partilerin siyasal-ideolojik çizgileri ne ölçüde 21 yüzyıla uygun olur? Kemalist miras yeni parti ya da partiler tarafından ne ölçüde benimsenir? Yeni oluşum ya da oluşumlar gerçekten "sosyal demokrat çizgiyi" tutturabilirler mi?

Bütün bu soruların yanıtları henüz belirsiz. Ama CHP'nin gerek parti içi gerekse parti dışı izlediği bugünkü politikaların yanlış çizgilerinin solda yeni oluşumları zorladığı da bir gerçek.

Ne diyelim: Biz bu "hizipçilikten kaynaklanan, panik içinde yeni ve inandırıcı olmayan söylemler arayan ve toplumun güvensizliği ile sonuçlanan filmi"çok gördük.

Zaten Türkiye'de politika bugünkünden daha da kötü olamaz.

Dilerim yeni oluşumlar, sadece solda değil, sağda da, pek çoğu liderlerin megalomanik ve yetersiz yapılarından kaynaklanan mevcut çıkmazların aşılmasında yeni seçenekler oluşturur.