Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
25 Aralık 2000
Son ölüm oruçları ve hapishane operasyonları konusunda değerli medya mensuplarımız iki konuyu gözden
kaçırdılar. Oysa bu her iki konu da çok çok önemliydi. Belki bazı yorumlarda bundan sonra bile kullanılabilir
diye düşünüyorum. Birinci olarak, hapishanelerdeki ve dışardaki terör örgütü mensupları seslerini duyurmak için
"insan haklarından" söz ettiler bütün bu süreç sırasında. Burada işaret etmek istediğim nokta, "en mukaddes insan hakkı olan yaşama hakkını"
acımasızca ortadan kaldıran terör örgütleri mensuplarının, kendileri söz konusu olunca "insan haklarına"
sığınmalarında yatan çelişki değil, "insan hakları" kavramının, günümüzde kazandığı
yaygın güç ve gördüğü evrensel kabul. Bu kavram o denli etkili ve evrensel hale geldi ki, artık
terör örgütleri bile doğrudan karşı oldukları bu kavramı kendi amaçları için kullanmaya kalkışıyorlar.
Sanıyorum salt bu gelişme bile, uzun dönemde, terör örgütlerinin sonunu getirecek olan siyasal-hukuksal
ve felsefi bir oluşum. İkinci nokta daha yerel: Bir zamanlar Türkiye'yi tümüyle pençesine alan, aydınları, yazarları, sivil
toplum örgütü liderlerini, politikacıları öldüren, halkı birbirine kırdıran terör, artık sadece ve sadece hapishane
duvarları arasına hapsolmuş ve egemenliğini burada kurmuştu. Burada da söylemek istediğim nokta, ne devletin
beceriksizliği, ne de hapishanelerdeki iktidar boşluğu. Burada vurgulamak istediğim konu, terörün,
Türkiye'de siyasal, toplumsal ve ideolojik desteğini tümüyle yitirmiş olduğu. Son olaylara bu iki perspektiften bakılırsa, belki ilerde alınacak hukusal ve siyasal önlemler daha açık seçik
olarak tartışılabilir. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 9 Eylül 2024