Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR SAĞDAKİ POLİTİKACILARA DEMOKRASİ DERSLERİ-2
1) Sağdaki politikacılar her şeyden önce Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde iktidara gelen Demokrat Parti'nin yaptığı hataları yapmaktan kaçınmalıdırlar. Sevgili ve değerli okurlarım, biliyorsunuz, Cumhuriyet Halk Partisi hem Cumhuriyeti ilan eden hem de Çok Partili Rejime geçerek Demokrasiyi kuran partidir. Bu nedenle, dün de bugün de, seçimle başa gelmiş olan bütün politikacıların, koltuklarını, tarihsel ve siyasal olarak Atatürk'e, İsmet İnönü'ye, özetle Cumhuriyet Halk Partisi'ne borçlu olduklarını unutmamaları gerekir. Dün de bugün de, ülkemizi yöneten bütün politikacılar, tarihsel ve siyasal açıdan "Türkiye'nin kurucu babalarına" saygı sevgi ve minnet borçludurlar. a) Ama ne yazık ki, Tek Parti döneminden Çok Parti Rejimi'ne geçen Türkiye'de, Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde iktidara gelen Demokrat Parti, kendisine iktidarı ikram eden CHP'ye düşman muamelesi yapmış, hemen onun mallarına el koyarak işe başlamıştır. b) Elbette bununla da yetinmeyen Demokrat Parti, sağ politikanın Cumhuriyet ve Laiklik karşıtlığına dayalı olan geleneksel çizgisinde, Türkiye'nin çağdaşlaşma yolunda gerçekleştirmiş olduğu, dil devrimine, eğitim reformuna, başta ifade ve muhalefet özgürlüğü olarak Temel Hak ve Özgürlüklere karşı çıkmış... c) Hem toprak ağalarıyla ve tarikatlarla hem de emperyalizmle kol kola girerek ülkeyi Cumhuriyet öncesine geri götürecek bir baskı rejimi, bir diktatörlük kurmuştur. d) En belirgin olaylar olarak, kıdemli gazeteciler olanHüseyin Cahit Yalçın'ın 79 yaşında, Ahmet Emin Yalman'ın 71 yaşında, Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı'nın, İsmet İnönü 'nün damadı da olan ünlü gazeteci Metin Toker'in hapse atılmış olmalarını anımsatmak isterim. e) Yine Demokrat Parti'nin, kendisine oy vermediği için Kırşehir ilini ilçeye dönüştürerek cezalandırdığı unutulmamalıdır. f) Bu sırada en üzücü olaylardan biri olarak, yurt gezileri sırasında kendisine çeşitli engeller çıkarılan İsmet İnönü'nün Uşak'ta taşla kafasının yarıldığı ve Topkapı'da linç girişimine uğradığı da tarihe mal olmuş Demokrasi felaketlerinden biridir. g) Kıbrıs Davası dolayısıyla 1955 yılında azınlıklara karşı gerçekleştirilen 6-7 Eylül saldırılarının sorumluluğu da dönemin iktidarı olarak hiç kuşkusuz Demokrat Parti'nin hanesine yazılmıştır. h) Son olarak Meclis'te 15 milletvekilinden oluşan bir Tahkikat Encümeni kurup yargının bütün yetkilerini ona vererek bir Anayasa darbesi de yapmıştır. i) Dolayısıyla, sağ politikacılar Demokrat Parti'yi "Demokrasi Kahramanı" olarak alkışlamaktan ve onu taklit etmekten sakınmalıdırlar. Çünkü Demokrat Parti, Demokratik Rejimi geliştirmemiş, tam tersine yok etmiştir. 2) Sağdaki politikacılar, sadece etnik ya da din/mezhep kimlikleri üzerinden politika yapmamalıdırlar. a) Demokratik Rejim'in temel kuralı, bütün yurttaşların din, mezhep, ırk, dil, cinsel yönelim farkı olmaksızın eşit haklara sahip olmalarıdır. b) Bir politikacı herhangi bir ırk, din, mezhep ve/veya cinsel yönelim üzerinden siyaset yaparsa, Demokratik Rejimin altını oyar. 3) Sağdaki politikacılar, sadece çoğunluk oylarını Milli İrade olarak kabul edip, daha az oy alan görüş ve akımları hain ya da düşman ilan etmemelidirler. a) Milli İrade, bütün ülkeyi, bütün seçmenleri temsil eden bir kavramdır. İktidar kadar, muhalefet de "Milli İrade"nin bir parçasıdır. b) Her türlü ifade ve muhalefet hak ve özgürlüklerini ret eden bir "Milli İrade" kavramı Demokratik Rejim içinde söz konusu değildir. c) Demokrasi, "Azınlıkta kalan görüşlerin de zaman içinde iktidara gelebilmek için çalışma hak ve özgürlüklerinin olduğu" bir rejimdir. * * * Unutulmasın, diktatörlüklerin en korkuncu "Çoğunluğun diktatörlüğüdür": Sağ siyaset bu "Çoğunluk Diktatörlüğü" sabıkasından kurtulmalıdır. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 2 Aralık 2024