Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
ŞİDDETE, BASKIYA VE HUKUSUZLUKLARA ALIŞMAYACAĞIZ
Şiddete alışmayacağız:
Özellikle kadına ve çocuklara karşı şiddete karşı çıkmaya devam edeceğiz.
Baskıya alışmayacağız:
Özellikle ifade özgürlüğüne, medya özgürlüğüne yapılan baskılara karşı çıkacağız.
Haksızlık ve hukuksuzluklara alışmayacağız:
Siyasal iktidarın emrine giren adalet mekanizmasındaki haksızlık ve hukuksuzluklara, kamuoyu vicdanını rahatsız eden adaletsizliklere karşı çıkacağız.
Gözüme çarpan birkaç olayı aşağıda aktardım.
* * *
Bianet'in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği veriye göre Erkekler Şubat ayında şu şiddet olaylarına yol açtı:
En az 22 kadını ve iki çocuğu öldürdü.
Üç kadına tecavüz etti.
En az 78 kadına şiddet uyguladı.
26 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti.
Yedi kadını taciz etti.
107 kadını seks işçiliğine zorladı.
* * *
Eyüpsultan Belediyesi tarafından kapatılan Kadın Sığınağı hakkında Mor Çatı Derneği'nin protesto açıklaması özet olarak şöyle:
Bakanlık ve belediyelerin daha fazla sığınak açması gerekirken herhangi bir gerekçe ile sığınak kapatılması kabul edilemez...
...Birleşmiş Milletler'in kadına yönelik şiddetle mücadele mevzuatı gereğince Türkiye'de kadın sığınaklarının 8.468 yatak kapasitesi olması gerekmesine rağmen Türkiye genelinde bulunan 149 kadın sığınağı 3.264 yatak kapasitesi ile hizmet veriyor...
...Belediyelerin sığınak açmakla ilgili yükümlülüklerinden kaçınmaları ve kapsamlı çalışma yürütmüyor olmalarındaki bir diğer neden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından kurulan merkezi sistemdir...
...Ayrıca başta İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek olmak üzere kadına yönelik şiddetle mücadelede temel sorumlulukları görmezden gelen yaklaşım, destek hizmetlerinin ikinci plana atılmasına neden olmaktadır...
* * *
Umut Vakfı'nın sunduğu "2021 Yılının Şiddet Haritası"nın özeti de şöyle:
Türkiye'nin dört bir yanında basına yansıyan 3 bin 801 olayda; 2 bin 145 kişi öldü, bir kısmı ağır 3 bin 896 kişi de yaralandı.
Bu silahlı şiddet olaylarının 3 bin 172'sinde ateşli silahlar (2 bin 61'i tabancayla, 961'i tüfekle, 150'si beylik silahıyla olmak üzere), 629'unda ise kesici aletler (Yoğunlukla bıçak olmak üzere, kılıç, falçata, ustura, orak gibi) kullanıldı.
* * *
G9 Gazetecilik Örgütleri Platformu'nun, Kıbrıslı gazeteci Ali Kişmir aleyhine açılan davaya ilişkin protesto açıklamasının özeti aşağıda:
Kıbrıs Gazeteciler Sendikası Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir aleyhine 1,5 yıl önce yazdığı bir yazı nedeniyle "Güvenlik Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği" iddiası ile 10 yıl hapis talebiyle yargılama yapılmasını, gazetecilik mesleğini Türkiye'de olduğu gibi abluka altına almaya yönelik yeni bir girişim olarak değerlendiriyoruz...
...Savunmasını Kıbrıs Türk Barolar Birliğinin (KTBB) üstlendiği meslektaşımız Kişmir'e yönelik, Askeri Suç ve Cezalar Yasası'nın 26. Maddesi kapsamındaki suçlamayla; Kıbrıs'taki tüm gazetecilere, "Türkiye'deki iktidarı hiçbir şekilde eleştiremezsiniz" mesajı verilmek istenmektedir...
* * *
Savcı, TELE 1'deki bir programda Cumhurbaşkanına ve iki bakana hakaret ettiği iddiasıyla tutuklu yargılanan Sedef Kabaş için 11 yıl 8 aya kadar hapis isterken...
Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında 7 işçinin hayatını kaybetmesi, 127 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamaya ilgili davada açıklanan cezalar kamuoyunu şaşırttı:
Mahkeme iş güvenliği uzmanı A. Bozkurt'a, sorumlu personel A. Çağrıcı'ya, genel ustabaşı E. Öztürk 'e, fabrika sorumlu müdürü A. Angın'a 6 yıl 8'er ay, genel ustabaşı H. A. Velioğlu'na 12 yıl 6 ay, fabrika sahipleri Y. Coşkun ve A. R. E. Coşkun'a ise 16 yıl 3'er ay hapis cezası verdi.
Tutuklu yargılanan H. A. Velioğlu verilen kararın ardından tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi.
Tam bu sırada Gezi Davası'nda Savcı, Mücella Yapıcı ile Osman Kavala için "Müebbet hapis cezası" istedi.
Osman Kavala zaten AİHM kararına rağmen hâlâ hapiste.
Selahattin Demirtaş da öyle.
Ayrı bir yazı konusu olan 28 Şubat mağduru komutanlar da, olmayan darbeden dolayı hapiste.
* * *
Ve bu manzaraya rağmen bir siyasal parti lideri "Türk yargısı son 50 yılın altın devrini yaşıyor" diyebiliyor!
