Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

SAVAŞ VE HAPİS KONUSUNDA ANLAYAMADIKLARIM
 

Güncel olaylar zorladığı ve aralarında ilişki de olduğu için iki konuyu birlikte ele aldım.

Önce, savaş konusunda anlayamadıklarıma bakmak istiyorum:

1) Suriye lideri ile çok yakın dosttunuz; ortak kabine toplantıları, tatil piknikleri yapıyordunuz. Ne oldu da birdenbire onu düşman ilan ettiniz? Bize bir şey mi yaptı?

2) DAEŞ, IŞİD adlarıyla bilinen dinci örgütü "terör örgütü" olarak kabul ediyoruz. Niçin bu örgütün ülkemizde örgütlenmesine, asker toplamasına, miting yapmasına, militanlarının tedavi edilmesine izin verdiniz?

3) DAEŞ, IŞİD denilen örgütle içerde de dışarda da savaşıyoruz. Niçin bu örgütün esas düşmanı olan ve onunla savaşan Suriye Hükümetine karşı onlarla aynı cephedeyiz?

4) Suriye'de PYD, YPG denilen Kürt güçlerini içerdeki PKK uzantıları olarak terör örgütü kabul ediyoruz. Niçin bu güçlere Irak'tan giden desteklerin geçmesi için sınırlarımızı açtınız? Niçin bu güçlerin düşmanı olan Suriye Hükümetine karşı, onlarla aynı cephede yer alıyoruz?

5) Suriye Hükümetine karşı olan savaşı, bu hükümetin halkına kötü davranması ve hatta kimyasal silah kullanması gibi gerekçelere dayandırıyorsunuz. Halkına kötü davranan iktidarı düşürmek için, aynı halkı daha çok öldürecek bir savaşı niçin yapıyorsunuz, füzelerin atılmasına niçin seviniyorsunuz?

6) Afrin harekatı, Kürtlere karşı, sınır güvenliğimiz için yapıldı diyorsunuz. Kürtler Suriye Hükümetine karşı savaştıklarına göre, Suriye ile ittifak etmeniz gerekmez mi?

7) Hem "Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız" diyorsunuz, hem de Afrin ve civarına yönetici atamaktan söz ediyorsunuz.

8) Suriye konusunda hem Rusya ve İran'la birlikte karar alıyorsunuz hem de ABD ve İsrail ile birlikte davranıyorsunuz. Böyle bir politika sürdürülebilir mi?

Hapis konusunda anlayamadıklarıma gelince:

1) Fethullah Gülen Cemaati ile işbirliği yaparak Orduyu üniversiteleri, medyayı, çökerttiniz, pek çok kişiyi bu nedenle hapsettiniz. Böylece bu Cemaati, 15 Temmuz'da askeri bir darbeye girişecek kritik güce eriştirdiniz. Sonra bu Cemaati, terör örgütü ilan ettiniz ve mensuplarını hapsettiniz.

Bu Cemaat terör örgütü haline gelirken, onu destekleyen sizin hiç mi sorumluluğu yok? Cemaat mensuplarını, sempatizanlarını ve medyadaki destekçilerini hapse atanlar arasında, bizzat ona yardım ve yataklık edenler yok mu? Neden FETÖ mensubu olmakla yargılanan savcılar iddianamelerin hazırlanmasında görev yapıyorlar? Neden 28 Şubat davasında olduğu gibi, onların iddialarına göre hâlâ kararlar oluşturuluyor ve insanlar mahkûm ediliyor?

2) Bugün dörtbin kadar savcı ve yargıç FETÖ mensubu veya sempatizanı olmaktan hapiste. Onları hapse atanlar, haklarında aleyhte tanıklık edenler arasında hiç FETÖ mensubu, sempatizanı yok mu?

3) Bu dönemdeki haksızlıklar ve hukuksuzluklar da ayyuka çıktı. Bunları yapanlar, hiç bir sorumluluk duygusu taşımıyorlar mı?

4) Dün, "Açılım süreci" diye PKK ile görüşenler, terörle mücadeleyi tatil edenler, Abdullah Öcalan'ın mesajlarını meydanlarda okutanlar, hendek kazılmasına göz yumanlar, terörü güçlendirdiler. Bugün Kürt Belediye Başkanlarını, Kürt milletvekillerini, terör örgütüne yardım ve yataklık suçlamalarıyla hapse atanlar arasında bu suçu bizzat işleyenler yok mu?

5) İftirayla veya yanlışlıkla hapiste yatan, FETÖ ve PKK ile ilişkisi olmayan insanlar olduğunu biliyoruz. Bunların bir bölümü de askeri veya sivil öğrenci. Bunların hapiste ne işi var? Gençlerimize biraz daha hoşgörülü davranmak kimsenin aklına gelmiyor mu?

6) Ve bir somut soru: Hapse gireceğini bilerek ülkeye gelen Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Avukat Akın Atalay, birlikte yargılandığı bütün Cumhuriyet mensupları tahliye edildiği halde niçin hâlâ hapiste?

Son olarak savaş ve hapis konusunda ortak bir soru:

Niçin savaşa karşı olan, barış isteyen akademisyenler ve öğrenciler tutuklanıyor, yargılanıyor, mahkûm ediliyor?

"Yurtta sulh, cihanda sulh" demiş olan, Büyük Asker, İstiklâl Savaşı'nın Muzaffer Komutanı, Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde, savaşa karşı olmak, barış istemek suç mu?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional