Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

İNANÇ, UMUT VE HAPİS
 

Hangi duygu daha güçlüdür?

Sevgi mi, nefret mi...

İnanç mı, kuşku mu...

Umut mu, korku mu...

İnsanın tutum ve davranışları bu duygulardan hangileri ile biçimlenir?

* * *

Bu soruların yanıtlarını vermek kolay değil elbette...

Ama yurt dışından hapse girmek için gelenlerin bu davranışını:

Nefret değil, sevgi...

Kuşku değil, inanç...

Korku değil, umut...

Biçimlendirmiş; bunu biliyoruz.

Nerden mi biliyoruz?

Kendileri söylüyor da ondan!

* * *

Birinci Silivri Trajedisi sırasında hapis yatan subaylar bunun "vatan sevgisinden" kaynaklandığını açıkça ve defalarca belirtmişlerdi.

İkinci Silivri Trajedisi sırasında hapis yatmaya gelenlerin ifadeleri de kamuoyuna yansıdı:

Bakın hapse girmek için ülkeye gelenlerden Meral Camcı ne diyor:

Dönüşüm elbette yürekten ve iradi karardır. Benim açımdan olmazsa olmaz bir karardır. Tıpkı attığım imza, okuduğum basın açıklaması kadar olmazsa olmaz. Barış içinde, eşit, farklı ve birlikte yaşanabilecek, amasız ve fakatsız bir demokratik ülkeye olan inancım kadar da nettir.

Her şeye rağmen bu memleketten umudu kesmedim...

Yukardaki satırlarda, ülkeye, ülkesinin insanlarına, demokrasiye, temel insan hak ve özgürlüklerine karşı duyulan inanç ve umut vurgulanıyor.

* * *

Akın Atalay da ülkeye neden döndüğüne ilişkin duygularını şu sözlerle ifade etmiş:

- Türkiye'nin demokratik, laik bir cumhuriyet, insan haklarına dayalı sosyal bir hukuk devleti olması için yılmadan mücadele eden insanlarına ve ülkemin güzel geleceğine olan umudumu ve inancımı eylemli olarak da göstermek,

Bu satırlarda açıkça ifade edilen duygular, ülkeye, demokrasiye, laik cumhuriyete, insan haklarına, sosyal hukuk devletine, ülkesinin insanlarına ve geleceğe ilişkin umut ve inanç olarak öne çıkıyor.

* * *

Yurt dışından hapse girmek için gelenlerin bu davranışlarının arkasındaki tutumlarını, duygu ve düşünceleri anlamaya ve anlatmaya çalıştığım yazıların sonuncusunu bir özet ile bitirebilirim sanıyorum:

Bu insanlar, kendilerine saygı duyduklarından, suçsuz ve haklı olduklarına inandıklarından, birlikte oldukları insanlara ve ait oldukları kimliklere, gruplara, ilkelere, amaçlara bağlılıklarından dolayı ve bu ülkeden, bu toplumdan, demokrasi, insan hakları ve hukuk adına umutlarını kesmedikleri için hapse girmeye geldiklerini ifade ediyorlar...

Bu duygu ve düşüncelerine katılırız ya da katılmayız; ama kabul etmemiz gerekir ki, söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutuyor!

Hele bir de İkinci Silivri Trajedisine konu olanların daha çok, yazar, çizer, akademisyen nitelikli olduklarını anımsarsanız, onları hapiste tutarak yargılamanın, tarih ve vicdanlar önündeki büyük sorumluluğu daha da belirgin olarak ortaya çıkar!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 21 Ekim 2024

Valid HTML 4.01 Transitional