Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

CERATTEPE KATLİAMININ 5 YÜZÜ
 

Artvin Cerattepe'de altın ve bakır çıkarmak için maden işletilmek istenmesi, çok yönlü bir katliam görüntüsü veriyor:

1) Yerel halkın tercihleri hiçe sayılmakta ve demokratik rejimin en basit kuralı olan seçmen iradesi zedelenmektedir.

Avrupa ve Amerika'da bırakın böyle bir yatırımı, bir bina inşaatı bile, imar planı değişikliği yerel halk tarafından tartışılıp kabul edilmedikçe yapılamamaktadır.

2) Halkı korumakla yükümlü olan devletin güvenlik güçleri, halka şiddet uygulamaktadır.

Halkın vergileriyle maaşlarını alan, halkın hizmetinde olan güvenlik güçleri, aslî görevlerinin tam tersini yapmaktadır.

3) Doğa tahribatı, dünyanın, Türkiye'nin ve Karadeniz bölgesinin ekolojik dengelerini bozmaktadır.

Dünkü yazısında Melis Alphan bunu şöyle dile getiriyordu:

"(Dünyada) 1998’de kuraklık, sel, ormanların yok edilmesi ve toprakların verimsizleşmesi gibi çevresel nedenlerle göç edenlerin sayısı 25 milyona yükselerek savaşta göç etmek zorunda kalanların sayısını iki kez geride bıraktı.

Aynı yıl, ‘doğal felaketler’ nedeniyle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalanlar mültecilerin yüzde 58’ini oluşturdu...

...O cari açık kapanır, açılır, kapanır, açılır.

Ama Cerattepe gibi cennetten bir doğa parçası yerine geri konulamaz..."

4) Ekonomik kalkınma doğal kaynaklarla değil, bu kaynakların yüksek teknolojiyle işletilmesi yoluyla sağlanabilir.

Selçuk Şirin dünkü yazısında bu konuyu şöyle özetliyordu:

"Önemli olan kaynağı kimin çıkardığı değil, kimin işleyip pazarladığıdır...

Bakın, fındık üretiminde dünyada tekeliz.

Dünya pazarının kontrolü bizde. Geçen sene rekor diye kutladığımız ihracatımız 3 milyar dolar değil! Bu kaynağı bizden alıp akıl ve yaratıcılık katarak dünyaya pazarlayan İtalyan şirketin yıllık cirosu ise 11 milyar doların üstünde! 22 bin kişinin çalıştığı bir şirket bizim 5 milyon yurttaşımızdan daha çok kazanıyor! Fındığın hamallığını biz, sefasını onlar sürüyor! İşte Artvinliler bu hesabı bildiği için isyan ediyor!"

5) İşin bir de "Devletleşmiş Şirket" yönü var ki tam fecaat.

Yine dün Çiğdem Toker konuyu şöyle özetliyordu:

"Mevcut ruhsat sahibi Özaltın İnşaat’tan önce, yabancı şirketlerin ilgi gösterdiği Cerattepe’de alınan ilk maden ruhsatı, 2008’de Danıştay kararıyla iptal edilmesine ve saha mühürlenmesine karşın 2010’da yasa değişikliğiyle tekrar ruhsat alımına açılıyor.

- Özaltın İnşaat, bu ruhsata 2012’deki ihalede 97.6 milyon TL teklifle sahip oluyor. Faaliyet hakkını, bir rödovans sözleşmesiyle Cengiz’in sahibi olduğu Eti Bakır’a devrediyor. Bakır çıkaracağım diye alınan ruhsat, daha sonra bakır ve altın diye değiştiriliyor.

- Rize İdare Mahkemesinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca verilen 'ÇED olumlu' raporunu Kasım 2014’te iptal etmesine karşın, Özaltın İnşaat, mahkemenin gerekçeli kararını beklemeden, yeniden 'ÇED olumlu raporu' alıyor. Şirket-devlet işbirliğiyle hazırlanan ikinci ÇED raporunda, mahkemenin 'yer değişikliği' uyarısı dikkate alınmıyor.

Kısaca özetleyebildiğim bu tarihçede; vergi borçlarının silinmesi, Eti Alüminyum’un yanında hediye edilen ve devletin elektrik ürettiği Oymapınar’ın lisansının değiştirilerek özel otoprodüktör yapılışı gibi Cengiz’i 'devletleştiren' kara jestleri de arka plan notu olarak düşelim."

Ben de bu tarihçeye bir ilavede bulunarak, devletle özdeşleşen bu şirket sahibinin, milletin anasının hatırını soran kişi olduğunu anımsatayım.

* * *

Sonuç olarak Artvin Cerattepe katliamı, insan-doğa ilişkisi, ekonomik kalkınma, çağdaş devlet anlayışı ve demokratik rejim açısından, Taksim Gezi katliamından bile daha büyük ve karmaşık bir sorun olarak görünüyor.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional