Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
SANDALYELER KİMİN?
Partiler milletvekili adaylarını belirledi...
Seçimden sonra Meclis'teki 550 sandalye sahibini bulacak...
Ama acaba o sandalyelerde oturanlar, onların gerçek sahipleri mi olacak?
Yani gerçekten milletin vekilliğini mi yapacak...
Yoksa başka güçlerin, odakların ya da kişilerin sözcüsü mü olacak?
Yüzde 10 barajı gibi antidemokratik bir engelden dolayı bazı önemli ama küçük partiler ve onların temsil ettikleri görüşler meclis dışında kalıyor...
Böyle yüksek bir barajla işleyen sisteme gerçek bir demokrasi demek olanağı ne yazık ki yok...
Yok ama, AKP'nin ileri demokrasisi işte böyle bir şey:
Seçim barajı gibi, YÖK gibi, 12 Eylül'ün baskıcı anayasasının ve yasalarının demokrasiyi sınırlayan ve kısıtlayan bütün kurumlarını ve hükümlerini aynıyla koruyor!
Meclis'e girme şansı olan partiler arasında milletvekili adaylarını demokratik olarak belirleyen tek parti CHP...
Bütün önemli ve büyük seçim bölgelerinde, üstelik kemikleşmiş bir delege sistemi ile değil kayıtlı parti üyelerinin oylarıyla belirledi adaylarını.
Bu demokratik belirleme yönteminin dört önemli sonucu var:
- Parti, tabanın eğilimlerini dikkate alan yeni bir yapıya kavuşuyor.
- Adaylar örgüt tarafından belirlendiği için yereldeki çalışmalar daha dinamik daha canla başla oluyor.
- Milletvekilleri, gerçekten kendilerini seçenlerin yani milletin vekilleri gibi davranabilecekler.
- Demokratik yöntemler, parti içinde kullanıldığına göre, ülke sorunlarının çözümünde de CHP'ye ışık tutacak ve ona toplumda güven ve yaygın destek sağlayacak.
Hiç bir partide yeniden aday olamayan eski milletvekilleri küsmesin ve tepkisini kamuoyuna göstermesin...
Halk onlara hiç iyi gözle bakmıyor:
Çünkü milletvekili sandalyeleri, adı üstünde, milletindir...
Milletvekillerine babalarından miras kalmamıştır...
Kimsenin tapulu malı da değildir!
