Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
ERGENEKON NEYİN ADI
Davaya, olmayan bir örgütün adını koyarsınız... Medya, dava hakkında haber yaparken o adı kullanır... Böylece olmayan bir örgütün adı varmış gibi belleklere yerleşir... "Ergenekon" adı işte böyle bir süreçle tarihe geçmiştir. Yandaş yazarların sürekli olarak "Ergenekon" adını bir örgüt olarak kullanması da bu süreçte elbette büyük bir katkı sağlamış, böyle bir örgüt olduğu algısını topluma iyice yerleştirmiştir. "Ergenekon davası" kararlarının gerekçesi nihayet yayınlandı; önce bu gerekçeyi yazan mahkemenin durumunu anımsayalım: Bu mahkeme önce kaldırılmış ama elindeki davaları bitirmesi öngörülmüştü... Daha sonra tümden yok edildi çikarılan yasayla... Yargıçları ve savcıları da farklı illere, farklı görevlere gönderildi. İşte kaldırılan yani "yok edilen" bu mahkeme, verdiği kararın gerekçesini dahi aylardır yazmadı, yazamadı... Davaya zaten "kumpas" diyen iktidar çevreleri bile buna isyan etti... En sonunda da mahkemeye gerekçeyi yazıp bitirmesi için 15 günlük ek bir süre tanındı... Mahkeme bu süre içinde de gerekçeyi bitiremedi... İşte yayınlanan gerekçenin öyküsü bu! Aslında sadece gerekçe konusu değil, bütün bir yargılama "süreci", eski deyimle "safahatı" (safhaları), rahmetli İsmet İnönü'nün deyimiyle tam bir "maskaralık" olarak yansıdı kamuoyuna. Nitekim bunun etkilerini, kararın geçen gün yayınlanan 16.798 (yazı ile onaltıbinyediyüzdoksansekiz) sayfalık gerekçesinde görmek de olanaklı. Uzun bir girişi var bu gerekçenin... Anlaşılan esas olarak kopyala-yapıştır yöntemiyle yazıldığı izlenimi veren bu çok uzun metinde tek yeniden yazılan bölüm de zaten bu giriş... Çünkü bu girişte mahkeme, kamuoyundaki "maskaralık algısına" karşı kendini savunuyor. Bakın örneğin Başbuğ hakkında neler diyor: "Sanıklar tarafından 'Bir genelkurmay başkanından nasıl terörist olur' söylemleriyle oluşturulan bir algı söz konusu olmuştur. Öncelikle ifade etmek gerekir ki, 'terörist' kelimesi hukuki değil, basın yayın organlarının kullanmayı tercih ettiği siyasi bir kavramdır. Hukukta ise terör suçlusu kavramı tercih edilir. Nasıl muhteşem(!) değil mi? Başbuğ, "terörist" değil, "terör suçlusu"!.. Emrindekilere aynı eylem dolayısıyla ceza verildiğine göre o da ceza almalıdır! Ergenekon davasının durumu, Balyoz davası açısından da geçerli olduğu halde, o davanın yargıtay aşaması da tamamlanmış olduğu için, mağdurlar için henüz harekete geçilmemiş olması kamuoyu vicdanını rahatsız etmektedir. Hurşit Tolon'un içler acısı hukuki durumu ve mağduriyeti ise ayrı bir yazı konusudur. |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 10 Şubat 2025