Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

CHP'NİN ÖNEMİ VE KILIÇDAROĞLU
 

Politikacıların kafası normal vatandaştan farklı çalışır:

Düşünce ve dikkat dünyaları daha çok rakiplerine, öteki politikacılara, özet olarak, siyaset dünyasına odaklıdır.

Elbette bu normal ve anlaşılabilir bir tutum ve davranıştır:

Çünkü ülkenin kaderi de kendi kaderleri de siyaset dünyasında belirlenir.

* * *

Bu özellik liderler düzeyinde çok daha belirgindir:

Lider, hem rakibi olan partinin liderine ilişkin bir takım şeyler söyler, hem de onun söylediklerine karşı kendini savunur.

Böylece kamuoyunu da etkilemeye çalışır; çünkü kamuoyu da partileri, liderlerin kişiliğinde algılama eğilimindedir...

Dolayısıyla bu diyaloglar, daha doğrusu karşılıklı atışmalar, seçmenin genel eğilimlerini de etkiler.

* * *

Yukarda yazdıklarım sadece genel gözlemler değil:

Siyaseti ve liderleri hep dikkatle izledim, ayrıca dört siyasal liderle çok yakın çalıştım:

Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Erdal İnönü ve Altan Öymen.

Hepsi, rakip liderlerin her dediğine, halkın verdiği önemden daha fazla önem veren, onu hemen yanıtlamaya yönelik bir tutum ve davranış içindeydiler ve haklıydılar da!

* * *

Bugünkü duruma baktığımızda da aynı süreci görüyoruz:

AKP lideri Erdoğan, CHP'yi, Kılıçdaroğlu üzerinden yıpratmaya çalıştı uzun süre:

Ne etnik kökenini, ne mezhebini, ne genel müdürlüğünü bıraktı...

Zaman zaman nefret söylemine giren ifadelerle bile saldırdı.

Neden böyle yaptı?

Çünkü Baykal'ı "kaset komplosuyla" bertaraf ettikten sonra, CHP'yi Kılıçdaroğlu üzerinden zayıflatmaya çalışıyordu...

Ana muhalefet partisi olan CHP'nin, eninde sonunda, kendi iktidarına karşı ciddi bir seçenek oluşturacağının bilincindeydi.

Sonuç ne oldu?

Kılıçdaroğlu, çekilmek istendiği etnik ve mezhepsel tuzakların hiç birine düşmedi...

Üslubunu, ağır başlılığını, efendiliğini, insan haklarına saygısını, demokratik yaklaşımını hiç bozmadı.

Üstelik son seçim kampanyasında açıkça görüldüğü gibi, Erdoğan'ın kavgacı ve öfkeli üslubuna karşı, kendi efendiliği içinde çok başarılı söylemler geliştirdi ve genel kamuoyunu etkilemeyi başardı.

Ve olaylar öyle gelişti ki, Erdoğan kendi tuzağına düştü:

Ne karziması kaldı, ne kurtarıcılığı...

Yakın çevresiyle birlikte, partisini aşağı çeken bir yük haline geldi.

Tam bu noktada, CHP'nin Cumhuriyet'i ve Demokrasi'yi kuran kimliğiyle, özgürlükçü yaklaşımıyla, Kılıçdaroğlu'nun liderlikte sergilediği nitelikler kesişti ve ana muhalefet partisi yeniden umut oldu.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional