Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

BALYOZ KARARLARI İÇİN AB VE SELÇUK NE DİYOR?
 

Avrupa Birliği'nin son İlerleme Raporu Yargıtay'ın Balyoz davası kararlarından sonra açıklandı.

Raporda yargı için yapılan saptamalardan biri sanki doğrudan bu dava ile ilgili gibi görünüyor:

"Savunma makamının dosyalara sınırlı erişimi, iddianamelerin kalitesinin düşük ve mantık silsilesinin yetersiz olması, mahkemelerde çapraz sorgu yönteminin yanlış uygulanması gibi aksaklıklarda değişiklik olmamıştır."

* * *

"Savunma makamının dosyalara sınırlı erişimi" ifadesi, doğrudan doğruya savunma hakkının sınırlanması ve kısıtlanması demek değil mi?

"İddianamelerin kalitesinin düşük ve mantık silsilesinin yetersiz olması..." ne demek acaba?

Ya, "Mahkemelerde çapraz sorgu yönteminin yanlış uygulanması..."

Adamlar resmen, savunma hakkının kısıtlandığını, gerek suçlamaların gerekse mahkeme safahatının yetersiz ve yanlış olduğunu söylüyor...

Elbette anlayana!

* * *

Yargıtay eski başkanı Prof. Sami Selçuk ise Balyoz kararları için tarihsel değerlendirmeler yaptı:

İlhan Taşçı'nın Cumhuriyet'teki 12 Ekim tarihli haberine göre, Yargıtay için "Hazırlık davranışlarını darbeye teşebbüs olarak değerlendirmiş, bu olmaz. Darbeye hazırlık var ama teşebbüs yok. Bu haliyle darbeye teşebbüs suçu oluşmaz" dedi.

Ortaçağda kralı öldürmeyi düşünmenin bile suç olduğunu anımsattı, "Ama günümüzde suçun iç dünyada kalmayıp dışa yansıması gerekir. Dışa bir davranışla yansıması zorunlu. Nitekim İtalya'dan aldığımız eski Ceza Yasası'nın gerekçesinin ünlü paragrafında 'Ceza hukuku insanların iç dünyasıyla ilgilenmez' der" diye konuştu.

17, 18 ve 19 Ekim tarihlerinde Milliyet'te yayınlanan yazılarında ise önce Anayasa Mahkemesi Başkanını'nın Yargıtay kararını destekleyen ve kararın değişmeyeeceğini belirten tavrını eleştirdi:

"Yanlış Duruşlar" başlıklı ilk yazısında her yargıcın yanılabileceğini ve hiçbir yargıcın doğaüstü olmadığını vurgulayarak, "Eğer Avrupa insan Hakları Mahkemesi (AİHM), Balyoz kararında hukuka aykırılık belirlerse, yeniden yargılama yolu açılabilecektir" dedi.

"Yanlış Yargılama" başlıklı ikinci yazısında ise Özkök ve Yalman'ın dinlenmemesi ile duruşma yargıçlarının değişmiş olmasının bozma nedeni olarak kabul edilmesi gerektiğine işaret etti.

"Eğer Balyoz kararı, çelişik ve çürük kanıtlara dayanmışsa, 'Mithat Paşa Davası'ndan 132; 'Dreyfus Davası'ndan 119 yıl sonra yaşanan yeni bir Dreyfus ve Mithat Paşa davalarını yaşadık demektir" dedi.

"Yanlış Tanı" başlıklı üçüncü yazısında ise kendisi olsaydı Balyoz kararlarını hem yargılama hukuku açısından: yargıçların değişmiş, Özkök ve Yalman'ın dinlenmemiş ve kanıtların sahihliğinin yeterince araştırılmamış olması bakımlarından, hem de suç hukuku açısından: eylemin teşebbüs aşamasına geçmiş olup olmaması bakımından, bozacağını belirtti.

* * *

Balyoz davasının Yargıtay aşamasındaki kararları da içte ve dışta yıllarca tartışılacak gibi...

Ya hapiste yatanlar!?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional