Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

İMRALI TUTANAKLARI???
 

Kim sızdırdı, nasıl sızdırdı, iyi mi oldu, kötü mü oldu tartışmaları, İmralı'da söylenenlerin içeriğinin önüne geçti...

Zaten istenen de buydu galiba:

"Barış süreci" "İmralı süreci" veya sadece "Süreç" adıyla anılan PKK ile görüşmelerin içeriğinin tartışılmaması.

Milliyet gazetesi bir iki gün sonra yayınladığı tutanakları internet sitesinden kaldırdı...

Şimdi internette, herkesin kendi meşrebine göre sansürlediği, istediği bölümleri aktardığı metinler dolaşıyor.

Bu metinlerde özellikle, Öcalan'ın AKP'nin başkanlık rejimi önerisiyle ilgili sözleri ve çözüm süreci kesilirse ortaya çıkacak durum hakkındaki savaş öngören yorumları ve bir de Cumhuriyet'in yeni bir aşamaya geçeceğine ilişkin fikirleri, bir ölçüde sansürlenmiş görünüyor.

* * *

Milliyet'in yayınladığı metni görüşmeye en yakın orijinal belge kabul edersek, (ki onunla da yayınından önce biraz oynanmış, değiştirme olmasa bile, bazı yerlerin çıkarılmış olduğu iddiaları ortada dolaşıyor) şu sonuçlara varmak olanaklı:

1) Öcalan bütün bu süreci ve süreç sonundaki hedefi Cumhuriyet'in yeniden kurulması olarak görüyor.

Konuşmasının başında genel çerçeveyi çiziyor:

"Eski yaşam alışkanlıklarını top yekun bırakmak gerekir. Neden, çünkü bu bir rejim değişikliği olacak. Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet, 1950 çok partili hayata geçişten çok daha önemli, bu hepsinden derinlikli olacak. Başarılı olursak, yepyeni bir Cumhuriyete... Radikal demokrasi, tam demokrasi, Anadolu ve Mezopotamya'nın tam demokratikleşmesi."

2) Bütün önerilerini bir müzakere çerçevesinde bir taslak olarak gördüğünü söylüyor.

Konuşmasını şöyle bitiriyor:

"Bu bir taslaktır, dayatma değildir."

3) Sürecin ilk adımı olan çekilmenin, sürecin tümüyle ilgili yapısal bir nitelik kazanmasını ve Meclis'çe onaylanmasını istiyor:

Yine konuşmasının en sonunda, hemen yukardaki ifadesinin ardından, şu koşulu öne sürüyor:

"Çekilmeden çekilmeye fark var. Tek taraflı çekilme olmayacak. Çekilme parlamento kararı ile olacak. Başbakanın dediği, çekilsinler onlara karışmayız demesiyle olmaz. TBMM onaylayacak, çekilme komisyonla olacak."

4) PKK ve KCK'yı eleştiriyor:

"KCK de PKK de dürüst ve fedakârdır ama savaşı tam yapamadı, yetersiz kaldı; barış meselesinde de dirayetsiz kaldılar...

...PKK bile beni anlamıyor. Beni bir ağabey ve baba gibi görüyor...

...Ben PKK'nin yetersizliğine karşı da inisiyatif kullanacağım. Ne PKK'nin sandığı ne de AKP'nin sandığı bir çekilme olur."

5) Özerklik konusunu alerjik görüyor ve AB'ye güveniyor, zaman bırakıyor:

"Kolektif haklar ve Kürt reformu yasası yapılacak. Biz demokratik özerklikte ısrar edersek, bu sabote olur...

...Kürtler kendilerini özgürce ifade edecek ve yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır. İlerde olabilir Mesela AB yerel yönetim özerklik şartı ki, buna şerhi kaldırırlarsa bu mesele önemli ölçüde çözülür."

6) AKP'nin Kürt politikası konusundaki zigzaglarına ve açmazlarına işaret ediyor:

"Tayyip'in hükümet mekaniği, Kürt hareketine vurduğu kadar kendisine izin veriliyor, alan açılıyor, vesayet kurumu, güç odakları tarafından. Sayın Başbakan zekice bu mekaniği teşhis etmiş ve iyi kullanıyor. Komplonun bir parçası değil. Danışıklı demiyorum ama Başbakan komplonun parçası demiyor ama yöntemi bir iktidar aracı olarak görüyor. PKK'ya vurarak yerine sağlamlaştırıyor."

7) Erdoğan'ın başkanlık rejimine koşullu destek veriyor.

"Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına gidebiliriz. Yalnız Başkanlık ABD'deki gibi olmalı, devlet meclisi gibi bir senato. İkincisi, bir de halklar meclisi. Bunun adı demokratik meclis de olabilir. Bu da ABD'deki gibi temsilciler meclisi gibi olabilir. Rusya'daki alt duma gibi olabilir. İngiltere'deki avam kamarasının Türkiye versiyonu gibi."

8) Yahudi, Ermeni, Rum lobilerini, Gülen Cemaatini, "Paralel devlet" veya "vesayet" ya da "Ergenekon" dediği, aslında "derin devlet" denilen yapıyı düşman görüyor.

9) AKP hegemonyasına karşı çıkıyor.

10) Süreç kesildiği takdirde 50 bin kişiyle savaş çıkacağını belirtiyor.

11) İslam'a ve tarikatlara göz kırpıyor.

12) Milliyetçilik yorumları net değil ve teori ile reel politik arasında sıkışmış, bu nedenle de çelişik görünüyor.

13) Ve ilginç bir ayrıntı: İlker Başbuğ'un tutuklanmasını da Başbakana karşı yapılan darbe girişimi bağlamında yorumluyor.

* * *

Bütün bu söylemleri bir görüşmedeki taraflardan birinin görüşleri olarak okumak gerek.

Benim izlenimim, hem çıtanın yüksek tutulduğu, hem de uzlaşı havasının verilmek istendiği.

Elbette hapisteki bir önderin dışardakilerle ilgili sorunları da yansıyor sözlere; yansımasa şaşardım zaten.

"Süreç" Öcalan'ın da belirttiği gibi, uzun ve zor görünüyor; dilerim Erdoğan'ın başkanlık hevesine kurban edilmez.

Bu tutanakların yayınlanması ve tartışılması her bakımdan yararlı olmuştur, çünkü varılacak nihai anlaşmanın toplum tarafından önceden bilinmesine ve böylece kabul edilmesine yardım edecektir.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional