Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
90 YAŞINDA ANIMSANAN İLK ÖPÜCÜĞÜN HEYECANI
"Kızın elleri avuçlarımdaydı, yüzü kıpkırmızı olmuştu, kalbinin hızlı hızlı çaptığını duyumsuyordum. Kolumu boynuna attım, çekilmedi. Başına uzanarak yanaklarından öptüm, karşı koymadı. Ben de bunun üzerine bir daha öptüm. İlk kez bir kızı coşkulu bir istekle kucaklıyordum...O gece saatlerce uyuyamadım. İlk öpüşmeyi düşündükçe yatağımda titredim durdum."
Değerli gazeteci, roman yazarı, büyük kültür insanı, Hıfzı Topuz ilk öpücüğünü böyle anlatıyor.
15 yaşında, Cumhuriyet'in 15'inci yılı kutlamaları için 29 Ekim'de, Galatasaray Lisesi'nden izci olarak Ankara'ya gidiyor...
İçinde Atatürk'ü görmek heyecanı...
Ve ilk öpücük deneyimini yaşıyor!
Bilirim, o zamanlar ilk öpücükte, erkekler kızları dudaklarından öpmeye cesaret edemezdi...
Dudaklarını yanaklarına değdirirlerdi.
Daha sonra iş dudaklara ilerliyor ama orada kalıyor...
İstanbul'a dönüş ve yazılan mektuba gelen bir yanıt:
"Sen gittiğinden beri bir tapınak içinde yalnız kalan ruhumu mektubun biraz teselli etti Hıfzı. Şimdi artık günlerim hiç bitmeyecek bir sevgiyle seni beklemek, seni düşünmek ve yaşamın umut felsefesiyle avunmak olacak. Dilerim seninki de öyle olsun. Acaba ne zaman nerede sana kavuşacağım, söyle. Hayatım boyunca seni bekleyeceğim."
Hıfzı Topuz içinden bir de vesikalık resim çıkan bu mektubu gece defalarca okur, resmi öper, yine titremeler içindedir; ama bir daha ondan hiç haber alamaz.
Hızı Topuz'un yaşam öyküsü "Ardından Yıllar Geçti" adıyla yayınlandı.
Değerli yazar Öner Ciravoğlu'nun yaptığı bir nehir söyleşi bu.
Ciravoğlu sadece bir yazar değil, aynı zamanda Topuz'un yapıtlarını basan Remzi Kitabevi'nin editörü...
Bu nedenle Topuz'un daha önceki yapıtlarını ve dolayısıyla hayatını çok iyi biliyor...
Alçakgönüllü ama, süreçlerin ve olayların tam kalbine vuran kısa sorularla muhteşem bir söyleşi yapmış.
Hıfzı Topuz bir derya...
Yaşamını üç safhaya ayırıyor:
Birinci dönem, 36 yaşına kadar süren gençlik ve gazetecilik yılları.
İkincisi, 36 yaşından 60 yaşına kadar UNESCO yılları.
Üçüncüsü de, öğretim üyeliği ve çorbasında benim de tuzumun bulunduğu biyografik roman yazarlığı.
Topuz bu her üç dönemde de hem Türkiye hem de dünya gazeteciliği, siyaseti, kültürü açısından baha biçilmez deneyimler yaşamış ve Ciravoğlu'nun deştiği geçmişini büyük bir açık yüreklilikle okurlarıyla paylaşıyor.
Kitapta Cumhuriyet dönemi, bugünkü Türkiye ve Küreselleşme bağlamında çözümlemeler, yorumlar var...
Bu çözümlemeler çerçevesinde geçit resmi yapan pek çok yerli ve yabancı ünlü kişi ve Topuz'un bunlarla yaşadıkları pek çok ilginç bilgiyi açığa çıkarıyor.
Hıfzı Topuz yılmaz bir özgürlük savaşçısıdır...
Bana imzaladığı kitapta, "Sevgili Emre, 'Ardından Yıllar Geçti' ama biz iyi dayandık ve hep birlikte iyi dayanacağız" demiş...
Tarihe geçecek iyimser bir kararlılık özdeyişi!
Keyifle okunan, mutlaka edinilmesi gerekli bir kitap.
