Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

ZİYA GÖKALP VE ODTÜ
 

Son ODTÜ olayının gözümüze yeniden soktuğu bir çelişki var:

AKP'nin, "İleri demokrasi ve kalkınma" modelini, geçmiş değerlerimize dayalı bir biçimde kurmak istemesi!

Üstelik de bunu, çoğunluğa dayalı otoriter ve baskıcı bir biçimde yapmaya girişmesi.

Bir başka deyişle hem ülkeyi kalkındırmak isteyeceksiniz, hem "İleri demokrasi" düzeyine eriştirmek, hem de bunu çağdaş insanlığın eriştiği demokrasi ve insan hakları standartlarının gerisinde kalan bir "ecdad edebiyatına" dayayacaksınız, dincilik hatta mezhepçilik yapacaksınız ve otoriter bir yaklaşım uygulayacaksınız...

Bu olmaz!

Çünkü insanlığın çağdaş ileri teknolojisi ile demokrasi ve insan hakları değerleri birbirinden ayrılamaz!

Ya toplumun "manevi değerleri" dediğiniz kültürünün demokrasi ve insan hakları ekseninde değişmesine izin vereceksiniz, bilim ve teknolojiyi böyle geliştireceksiniz...

Ya da eski geleneksel değerlerinize bağlı kalacaksınız ve çağdaş teknoloji konusunda sadece kötü ve verimsiz taklitlerle nal toplayacaksınız!

Çünkü maddi kültür ve manevi kültür, ya da teknoloji ve ideoloji, birbirinin ayrılmaz parçalarıdır...

Değişme hızları değişik de olsa, birlikte gelişir ve birbirini besler.

Bunlardan birinin gelişmesini durdurmaya, yerinde tutmaya çalışırsanız, öteki de tökezler!

* * *

Maddi kültür ve manevi kültür ayrımı toplumu anlamak için gereklidir...

Ama yaşam içinde bu ikisi çok sıkı bir etkileşim içindedir, birbirinden kolay ayrılamaz; aynen teknoloji ve ideoloji gibi!

Türkiye'de toplumbilimin öncüsü Ziya Gökalp, Osmanlı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi kimliği ve kültürü içinde gelişmesi, çağdaşlaşması için "hars" (kültür) ve medeniyet (uygarlık) ayrımını getirmiştir:

Ona göre, "hars" milli, "medeniyet" milletlerarasıdır....

Bir ülke kendi harsı içinde, medeniyet değiştirebilir.

Böylece Gökalp'e göre Türkiye, kendi "harsı" içinde yani kendi geleneksel değerlerini koruyarak, Batı'nın "ilmini ve fennini" (bilimini ve teknolojisini) alabilir!

Bu fikir geçmişteki "manevi değerlerin" bütününü koruyabilmek açısından yanlış, milli ve dini kimliğin "ilim ve fen" bağlamında geliştirilebilmesi açısından doğrudur.

Çünkü "İlim ve fen" yani teknoloji, girdiği yerde manevi değerler dediğimiz kültürü de değiştirir, değiştirmek zorundadır, yoksa gelişemez, hatta yaşayamaz.

* * *

İşin doğrusu, bir toplumun kendi kimliğini kullanarak, örneğin Türkiye'nin baskın çoğunluk kimliği olan Sünni Müslüman ve Türk niteliğiyle, "manevi değerlerinin" yani "harsının" temeline demokrasiyi ve insan haklarını koyması ve çağdaş teknolojiyi de bu değerler bağlamında alması, uygulaması ve geliştirmesidir.

ODTÜ olaylarının temelinde, AKP iktidarının "manevi değerlerimiz" adı altında, geçmiş feodal-dinci, baskıcı ideolojileri günümüze taşımak istemesi, demokrasiyi ve insan haklarını, hukuk devletini, üniversite özerkliğini zedelemesi ile Türkiye'nin refahı ve mutluluğu için, çağdaş bilim ve teknolojiyi geliştirme zorunluluğu arasındaki çelişki yatmaktadır.

Hem dünya çapında bilim ve teknoloji üreten bir üniversite hedefleyeceksiniz, hem de bunu sizin geçmişe dönük ideolojik, siyasal ve bürokratik vesayetinizde yapmasını isteyeceksiniz...

Olmaz, olamaz!


Not: odatv davasının seyri de yukardaki çözümleme çerçevesinde Türkiye'nin hangi yola girdiğini belirleyecek.

  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional